Yıl 2000. Aralık ayının ilk Pazartesisi. Benim Marjinal’de ikinci Pazartesim. Yine saat 8.30’da toplanıyoruz. Her hafta bir kişi sunum yapıyor. Apo Bey’in odasındayız. Şimdiki kitaplığın yerinde büyük bir perde var. O hafta sahnede Figen. Yani mentorum Figen. Şirkette geçirdiğim ilk hafta boyunca ve daha uzun bir süre herşeyi ondan öğrendiğim Figen. Heyecanlı, ama konuya çok hakim. Uzun siyah çizmeleri, kırmızı İskoç eteği var.
Yıl 2008. Aralık ayının ilk Pazartesisi. Saat 8.30. Büyük toplantı odasındayız. Sahnede yine Figen. Yine heyecanlı, elleri kıpır kıpır. Yine konuya hakim. Sevdiğim Beyoğlu’nu öyle bir anlatıyor ki, ne kadar özlediğimi hatırlıyorum, o günden bu yana hala gidemediğime yanıyorum. Tam dinlerken bir şimşek çakıyor kafamda, hooop 8 sene öncesine gidiyorum. Ne tesadüf diyorum kendi kendime. Zaman ne çabuk geçiyor diyorum, etrafıma bakıyorum. Onca yıldır beraber olduğum insanlara bakıyorum, mutlu oluyorum.
Burada olmayı seviyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Figom, umarım yanlış hatırladığım bir detay yoktur. Varsa da af diliyorum, kafamda aynen böyle kalmışsın. Ama yanılmıyorum, kırmızı İskoç eteğin vardı değil mi? İğnesiyle birlikte. Anlattığın konuyu da hatırlamaya çalışıyorum ama emin değilim, önce sana sorup teyit almam lazım:)
Yorum Gönder