
17 Ekim’de HP’nin etkinliği için Kıbrıs’a gitmem gerekiyordu.
Biletlerim ve diğer herşey hazırdı. 17 Ekim sabah 09.30’da uçağım kalkıyordu. Ben de bir gün önce bavulumu toplamaya koyuldum. Son olarak çantamı değiştireyim ve kimlik vs. gibi şeyleri kolay erişebileceğim bir yere koyayım dedim. Ve kabus benim için başladı. Kimliğim YOK!
Başlarda oldukça sakin olsam da en son çıldırmış bir şekilde tüm dolabım ve çekmecemdeki eşyalarımı dışarı çıkarttım. Kimlik YOK! Kendimi telkin ederek, herhalde bir yerlere koydum dedim ve evin içinde aramaya başladım. Hani insan
birşey aradığında bulmaz ya aynen öyle bir durum, tüm ev haklı her yere bakıyor (evin durumunu görmeniz lazımdı, sanki yeni taşınmış gibiydik)
ama YOK YOK :(
Hemen THY Dış Hatlar Geçiş kontrolü polis memurlarından biriyle görüştüm ve ehliyetle çıkış yapıp yapamayacağımı sordum. Yanıt olumsuzdu! Cevaptan tatmin olmadım ve babamla havaalanının yolunu tuttuk. Gider gitmez bir polise sordum, beni ofislerine götürdüler. Yaklaşık bir saat boyunca dil döksem de nafile.
Arabaya döndük, tabii ben ağladım ağlıyacağım, zor tutuyorum kendimi. Babama beni Bakırköy’deki karakola götürmesini söyledim. İşte bu fikir beni bir macaraya sürükledi. Durumu bir polise anlattım, sağolsun ki çok yardımcı oldu ve hemen muhtarı aradı (saat:23.45). Muhtar, "tamam ofise gelsinler ben muhtarlığı açıyorum" dedi. Eve dönüp bir de resim aradık, şaka gibi :) Neyse eski resimlerimi bulduk ve muhtarlığa gittik. Hemen bana kayıp kağıdı çıkardı. Oradan doğru nüfus müdürlüğüne (saat:00.30). Bu saatte yapılacak birşey yok deyince nutkum tutuldu ama yılmadım. Sabah saat 08.30'da açıldığını söylediler. Eve gittik, tabii ne ben uyudum ne de ev halkı! Bir ara daldığımda uçağa binmiştim ve türbülans oluyordu, kabusss...
Sabahın 7’sinde soluğu Nüfus Müdürlüğü'nde aldım. Başladım yetkili kişilerin gelmesini beklemeye. Karnım aç, sinirliyim. Birşeyler yiyeyim dedim, pastaneye gittim baktım ki bana yardımcı olan Polis Bey. Bir de bana poğaça ısmarladı başını şişirdiğim yetmiyormuş gibi :) (bu arada ödemek için çok ısrar ettim ama polis amca kasadaki adama öyle bir baktı ki susutum). Tabii bu arada Canım Babam eşyalarımı havaalına götürmüş, ilk geçişten geçmiş, check-in sırasında benim için bekliyor. Neyse heyacanlı bekleyişimin sonunda saat 08.30 oldu ve nüfus kağıdım çıktı. Taksiye atladığım gibi havaalanına gittim. Yetişmiştim :) Bu bir mucize mi, azmin sonucu mu bilmem; çok karmaşık duygular yaşadım. Ama sonuç güzeldi :)