O misal, benim de 1 haftalık iznimde hayranlarım duygu dolu mesajları ile beni yalnız bırakmamış, mutfaktaki köşemde buram buram özlem kokan notlar yazmışlar... Kimi bensizlikten dünya evine giren ve 3 çocuk yapanlardan, kimi taa İbiza'dan bana Sangria getirdiğini anlatan, kimi benim dönüşümde kendi yokluğunun kara haberini veren, sevgi yağmurlarında beni şemsiyesiz bırakan gönül nağmeleri bunlar... Yüreğinize sağlık. (Kadıköy'deki Kadıköy iskelesinde benimle buluşmak isteyen yakışıklının ise adı bende saklı...)
İnziva sürecimde yeni yayın dönemine bomba gibi düşecek projeler, uzun soluklu başarılı işler üzerinde çalıştım.
Hatta yepyeni bir proje geliştirdim: "Duvarsız ofis!"
Resimde göreceğini üzere projemin temellerini Göcek sahillerinde attım, kendime makam locası seçtim.
Bu değerli fikrimin kaçak katını Akyaka kumsallarına çıktım...
"Yediğin içtiğin senin olsun gezip gördüklerini anlat" diyorlar hep. Marjinal CEO'nuz olarak yine olaya tersten bakıyor, kimsenin bakmadığı açıyı yakalıyor, yediklerimi betimleyen estalasyon çalışmam "Köy kahvaltısı tabağı, bitmeyen peynir dağları" ile sizleri baş başa bırakıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder