18 Ocak 2013 Cuma

İzler...


Ölümün ardından çoğumuz onu anlatırken kendimizi de anlatıyoruz aslında. Kimimizin çocukluğuna, kimimizin gençliğine, kimimizin olgun yıllarına rastlıyor onunla tanışmamız. Kimimiz onun geçmişteki katkılarını sosyal medyadan takip edilebilecek kadar yeni kuşaktan…

İlk onunla yurtdışı bağlantısını kurmuştu Türkiye. Brüksel muhabiri Birand, Moskova muhabiri Birand, Öcalan’la görüşen Birand… Şimdiki kuşak bilmez, bir zamanlar pek içimize kapalıydık ülkecek.

32. Gün! Hani o sıralar üniversitedeydik, arkadaşlarla toplanırdık. Geceleri hiç kaçırmazdık Birand’ın programını. Konuşmasını taklit ederdik.

Emret Komutanım ile nesnel bakışın örneklerinden birini vermiş, araştırmacı gazeteci kimliğiyle örnek olmuştu.

Ölüm döşeğinde bile son çabası, maillerde takılıp duran o son köşe yazısını göndermek olan, yaşamını mesleğiyle birleştirmiş bir gazeteci.

 Ah, sevgili Mehmet Ali Birand, bir ülke tarihine damganızı vurdunuz. Elbette unutulmayacaksınız!

İnsanoğlunu sonsuzluğa karıştıran ölüm olgusunun ardından bir şeyler demek çok zor…

Hiç yorum yok: