Ömür billah "Nerelisin?" sorusuna verdiğim "İstanbulluyum" yanıtının cezasını çektim. "Aaa olmaz öyle şey" "İlla bir kökeniniz vardır" "Annen baban?" ve benzeri yüzlerce soruyu bıkıp usanmadan yanıtladım, İstanbullu olduğuma ikna edene dek. Kimisi hala ikna olmuş değil, orası ayrı...
Ama İstanbullu olmak benim için sanıldığı kadar kötü değildir. Babası memur olduğu için ilkokulu Anadolu’nun 5 farklı ilinde okumuş bir annem var. Okul hayatının geri kalanı da bir o kadar renkli olduğundan, son durak İzmir’e kadar pek çok ilde Anadolu’nun tatlı adetlerini bizzat yaşamışlığı var haliyle...
Kardeşim ve ben işte bu adetleri hem dinleyerek hem de uygulayarak geçirdik çocukluğumuzu. En unutulmazı da her yıl Nevruz’da, elimizde kağıtlarla gül fidanlarının diplerini eşelediğimiz günlerdir herhalde.
Bu adet kısaca şöyledir: Nevruz gecesi bir kağıt kalem alıp gerçekleşmesini istediğiniz dileğinizi kağıda çizersiniz. Çizemeyeceğiniz bir şeyse, açık açık yazarsınız. Sonra kağıdı bir güzel katlayıp, bir gül fidesinin dibine, yalnız başınıza, kimse görmeden gömersiniz ve dileğinizin gerçek olmasını beklersiniz. Tabii şehir hayatında Anadolu adetleri biraz yozlaşıyor. Annem de her gittiği yere adetlerini götürmekten çekinmediği için, eskiden oturduğumuz apartmandaki 32 dairenin tüm kadınlarıyla topluca “gül dibine dilek gömme etkinliği” bile gerçekleştirdiler, yalnızlık ilkesi de böylece ortadan kaldırılmış oldu.
Ben bu adetten biraz soğudum açıkçası. Bir Nevruz akşamı, annemi ÖSS katılım kağıdının aynısını çizerken yakaladım... Gün gelip o kağıda bir alyans çizildiğine şahit olmamak için de dileklerimi yalnızca evrene göndermeyi adet edindim. Ama annem hala evimizin çevresindeki tüm gül fidelerinin yerlerini ezbere biliyor.
Siz de teoride baharı müjdeleyen bu güzel günde, dileklerinizi Doğa Ana’nın en şık hediyesi olan güllerin dibine gömmek isterseniz, bir kağıt kalem bir de gül fidesi bulmanız yeterli. (Her ne kadar bugüne dek ailemiz tarafından dilenenler arasında sadece kardeşimin ve benim ÖSS sınavını geçmemiz gerçek olduysa da...) Dileğinizi karşılayacak bir şekil çizemezseniz haberim olsun, annemden gerekli talimatı alır, iletirim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
bu gül ağacına dilek gömme olayı hıdırellez değil miydi? biz yanlış mı yaptık? :P
+1 leyloş?
Aynısını Hıdırellez zamanı ben de merak eylemiştim, meğer Anadolu'da her yerde başka imiş, benimki (annem) Ürgüp yöresinde 21 Mart'ta icra edildiğine şahit olmuş... Kağıt kalem alın gül arayın itiraz edeceğinize :))
Yorum Gönder