Dilek, EMITT Fuarı'na gelmeyenler üzülmesinler demiş ama bence kesinlikle üzülmeliler! 10 salonun 10'unda da birbirinden farklı, bambaşka dünyalar vardı. Özellikle 2. salondaki yurtdışından gelen katılımcılar ile 5. ve 6. salonlardaki il ve ilçeler görülmeye, gezilmeye değerdi. Yerel ile globalin bu kadar güzel kaynaştığı Fuarda gerçekleştirilen etkinlikler de bir o kadar renkliydi.
Sebiha hanımla ben bir gece öncesinden (Çarşamba) kar, yağmur, çamur dinlemeden TÜYAP'a gittik ve salonla ilgili kendi payımıza düşen hazırlıkları tamamladık. :) Gittiğimizde Osman baba ve Alican tüm günü orda geçirmiş olmanın verdiği yorgunluğun doruklarındalardı. Bizim için asıl eğlence Çarşamba gecesi başladı diyebiliriz. O gece TÜYAP'tan çıktıktan sonra Kumburgaz'da kalacağımız otele doğru yola koyulduk. Otele varmak yaklaşık 1 saatimizi aldı. Aslında otel fuar alanına çok yakınmış ama yol üzerindeki uzuuun(!) yol çalışması nedeniyle gitmek epey zamanımızı aldı.
İlk günümüzde devlet protokolünün de geniş katılım sağladığı ve organizasyonu Marjinal tarafından gerçekleştirilen açılış etkinliği yorucu fakat bir o kadar da güzel geçti. Kültür ve Turizm Bakanı'ndan, Isparta'nın Yalvaç ilçesinin Kaymakamı'na kadar çok sayıda ve çeşitli kıdemlerden katılımcı vardı. Hazırladığımız sahne de gerçekten çok özel ve dikkat çekiciydi. Bu konuda çok güzel tepkiler aldığımızı belirtmeden geçemeyeceğim :) Emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
Başarılı bir organizasyondan sonra sıra aynı akşam gerçekleştirilecek Gala'daydı. Yaşanan bazı teknik aksaklıklara rağmen yine de çok canlı ve bol danslı bir etkinik oldu. Guantanameralı müzisyen ve dansçılar ile sambacı kızlar hem kulaklarımızın hem gözlerimizin pasını sildi :)) 14 Şubat için daha iyi bir planı olmayanlar için değişik ve eğlenceli bir gece olduğunu söyleyebilirim. :)
Sanırım bu fuardan en karlı ayrılan kişi ben oldum çünkü Küçükkuyu Belediyesi'nden 3-4 günlük bir tatil kazandım :))) Standdan aldığımız "pembe zeytinler" meyvesini bana verdi sanırım :) Tabii, standlarda tattığımız envai çeşit tatlılar, yöresel yemekler de cabası. (Asuman hanım duymasın ama ben bir sürü şey yedim, 3 gün daha sürse 3 kilo daha alırdım! :)) )
Dilek ve Sebiha Hanım'a da cruise sözü verildi, umarım sözlerinde dururlar. Biz buradan duyurmuş olalım da... :)
Neticede 2 aylık emeklerimiz sonucunda ortaya güzel ve tüm yorgunluğumuza değecek bir etkinlik çıktı.
20 Şubat 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder