21 Şubat 2008 Perşembe

Al Sana Aynalı Süpürge...

Merhaba,
EMITT maceralarını anlatmayan bir ben kalmıştım. Anlatayım! ;o)
Çok renkli geçti fuar. Fotoğraflardan ve basından farkettiğim üzere, görmediğim çok stand olmuş. Hepsinde vakit geçirmek güzel olurdu ama fuar o kadar büyüktü ki; bu imkansızdı. En son gün olan pazar günü, kar ve fırtınanın da etkisiyle fuar nispeten daha sakindi. Senem ile birlikte standlar, dolayısıyla ülkeler ve şehirler arası yolculuğa çıkma fırsatı bulduk. Her standda bize sunulan yöresel ikramlardan bolca tattık. Çekilişlere katıldık. Ellerimize kınalar yaktırdık. Belediye başkanlarıyla, teyzelerle, dedelerle, sanatçılarla, stand görevlileriyle... birçok kişiyle sohbetler ettik. Kendimize ve sevdiklerimize hediyeler aldik.
Düzce standında birçok sanatçı hünerlerini gün boyunca gösteriyordu. Ebru Sanatçısı olan Ümran Öztürk ile tanıştık. Benim ve Senem'in meraklı sorularını büyük bir sabırla yanıtladı. Ümran, Düzce'de yaşıyor, birçok da hüneri var. Ebru fırçasını sarmak normalde 20 dakika gibi bir sürede hazırlanırmış, Ümran ise 30 saniye gibi çok kısa bir sürede sarıyormuş fırçayı. Ayrıca sümbül tarağını keşfetmiş; bir defada sümbül deseni çıkarıyormuş. Düzce'de Anadolu Sanat Evi'nde sanatını sergiliyor, cezaevindekilere ve engellilere dersler veriyormuş. Bu sanatı yapanlara "Ebruzen" denirmiş fakat bu sıfat günümüzde pek kullanılmıyormuş. "Zen" kelimesi Farsçada "kaş alan" anlamına geliyormuş. Tıpkı "Neyzen" ve "Semazen" gibi... Bu sıfat sanatçılar arasında tartışma konusu olmaya devam ediyormuş. Ebru Sanatı, 1500 yıllarına dayanan Geleneksel Osmanlı sanatı olarak günümüze yansımış. Şebek Mehmet Efendi'ye dayanırmış geçmişi. Şu an yaşayan 4 tane İcazet alan hoca varmış. Ümran kendine has olan Türk bayraklı Lale motifini 1dakika içerisinde gerçekleştiriyor. Biz oradayken de yaptı. Ebru sanatının en önemli özelliği "bir desenin sadece bir defa yapılıyor olması" Biz de yaptık ebrularımızı, aldık evimize götürdük. Çok güzel oldu; insanı dinlendiriyor da.

Paylaşmak istedigim bir konu daha var. Aynalı süpürge! Evet, evet süpürgenin üzerinde ayna var. Merak ettik, sorduk Edirne standındaki yetkililere. Bunun hikayesi de çok geçmişlere dayanıyor.

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde...
Güzel bir gelin, bir de kaynana varmış
Gelin çok süslüymüş, günde defalarca aynaya bakarmış
Bu sebeple pek iş yapamıyormuş
Bu konuya bir çözüm bulmak gerekliymiş
Canına tak eden sevgili kaynana süpürgeye ayna takarak gelinin eline vermiş
Gelin! Gelin! Al sana aynalı süpürge
Hem aynaya bak hem de işine bak demiş...

Bir Emitt de burada sona ermiş...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

serpilimmm...çok güzel anlatmışsın gerçekten bir masal gibiydi, bir sürü hikayeler dinledik, yeni ve farklı insanlar tanıdık. keşke havalar daha güzel olsaydı da tüm marjinalliler 1 gün bile olsa ziyaret edebilseydi fuarı. di mi ama :)

dilek dedi ki...

canım o supurgeden sen de edinseydin, senin de bir oglun var. nasıl olsa bir gun yuvadan ucup gidecek. gelecege yatırım yapmak gerek, ne de olsa yeni nesil :)

serpil dedi ki...

dilo'cum, o süpürgeyle seni kovalasam:)