16 Ocak 2012 Pazartesi

Erkek-Bayan yan yana yassah!

Akşam yazarının yolculuğu, Ankara AŞTİ'de tuhaf bir şekilde son buldu...
Akşam yazarını ağlatan yolculuk Akşam yazarı Özlem Çelik, kendisini ağlatan yolculuğu bugünkü köşesinde okurlarıyla paylaştı..
'Bayan yanı' saplantısı
Mizah dergisi 'Bayan Yanı'nın neden çıktığını artık daha iyi anlıyorum...
8 Ocak 2012 tarihinde, saat 17.00'de İstanbul-Ankara seferini yapan bir otobüse bindim. 18 numaralı koltuktaki yolculuğum Ankara AŞTİ'de, tuhaf bir şekilde son buldu.
Yanımdaki kadın yolcu indi. Ben, bir sonraki durak olan Söğütözü'nde ineceğim için yerimden kalkmadım. Ankara'dan Mersin'e devam edecek olan otobüs, yeni yolcularını almaya başlayınca elinde benimkiyle aynı koltuk numarası olan bir delikanlı geldi yanıma. 'Az sonra ineceğim. Siz cam kenarına geçin, ben de eşyamı toplayayım' diyerek kendisine yol verdim. Geçti, oturdu.
O sırada genç muavinin bize dik dik baktığını gördüm. Koşar adımlarla yanımıza geldi. Bana, en ön sıranın boş olduğunu söyledi. 'Birazdan ineceğim, gerek yok' dedim. Gazetelerim, kitaplarım, bilgisayarım, telefonum, çantam... Daracık alanda eşyamı toplamaya çalışıyordum.
İkna olmayan muavin bu sefer yanımdaki delikanlıya döndü, 'Sen öne geç!' dedi. Kendisinden üç beş yaş büyük muavinin sözlerini emir telakki eden delikanlı ayağa fırladı. 'Lütfen kalkmayın. Burada oturmanızın benim için bir mahsuru yok. Sizin için de sorun değilse... Kucağımda bu kadar eşyayla kalkmam zor olacak...' dedim. Genç çocuk tekrar yerine oturdu.
Muavin hala tepemizde dikiliyordu
ERKEK-BAYAN YAN YANA OTURTMUYORUZ
'Erkek-bayan yan yana oturtmuyoruz! Ya biriniz ya diğeriniz öne geçecek!' deyince tepemin tası attı!
'Ne demek oturtmuyoruz?'
'Yasak! Erkek-bayan yan yana oturamazsınız!'
'Öncelikle erkek-bayan değil, erkek-kadın demen gerekiyor. Bayan bir hitap şeklidir, cinsiyet değil. İkinci olarak benim nereye oturacağıma ben karar veririm. Kalkmıyorum!'
'Şirketin kuralı böyle! Yasak! Oturamazsınız!'
SEN KİM OLUYORSUN DA BENİM NAMUSUMU KORUMAYA ÇALIŞIYORSUN?
Bu buyurgan ses tonunu ve ikna edicilikten uzak, insanlıktan nasibini almamış cümleyi duyunca ayağa fırladım...
'Sen kim oluyorsun da benim namusumu korumaya çalışıyorsun? Bu gencecik çocuğa da bana da hakaret edecek cesareti nereden buluyorsun! Biz yan yana 5 dakika seyahat etmekten rahatsız olmuyoruz ama sen bizim yan yana oturmamızdan rahatsız mı oluyorsun? Bu nasıl bir sapıklık yaaa!'
Muavinin yüzündeki ifadeyi görünce güleyim mi ağlayayım mı şaşırdım. Ağzı bir karış açıktı. Matematiği 10'a kadar saymakla sınırlı olan birine üç bilinmeyenli denklem sormuştum sanki! Neye karşı çıktığımı anlamaya çalışırken bir yandan da 'erkekliği' elden bırakmıyor, takılmış plak gibi 'oturamazsınız' demeye devam ediyordu.
Herkes yerinden kalkıp bize bakıyor ama kimsenin gıkı çıkmıyordu. Yarı yaşımdaki bir muavinin bana ahlak dersi vermesi, benim neredeyse çocuğum olacak yaştaki delikanlıyı sapıklıkla itham etmesi kimseyi rahatsız etmişe benzemiyordu...

1 yorum:

Cumhur dedi ki...

Aynısı benim de başıma geldi. Çankırı'dan geliyordum. Biletim "bayan yanı" kesilmiş. Ben gittim oturdum, biraz muhabbet ettik aynı bu olaydaki gibi muavin geldi. Kaldırmaya çalıştı bende kalkmadım. Bu sefer otobüsteki yolcularda söylenmeye başladılar kadın-erkek yan yana oturamaz diye ama nafile ne ben ne de kadın kalktı istanbul'a kadar o şekilde geldim.