28 Ağustos 2009 Cuma

Marjinal'de Seyr-i Alem

Aylardan Nisan ya da Mayıs. Günlerden bir gün. Ders çıkışında, saat 18.00 gibi telefonum çaldı.
- “Merhaba ben Marjinal Porter Novelli’den arıyorum. Eyüp Bey ile mi görüşüyorum?”
İtiraf etmeliyim; ilk başta ajansın ismi ile ilgili en ufak bir şey anlamamıştım. Ufağı bırakın atom parçacıkları bile yetersiz kalır tarifime.
- Evet benim buyrun
- Eyüp Bey, Perşembe günü saat 10′da görüşmeye bekleniyorsunuz
- Nasıl yani? Ne görüşmesi bu?
- Staj görüşmesi.
- Anladım. Ne zaman demiştiniz?
- Perşembe Saat 10.00.
- Tamam geliyorum.
Ama bir sorun vardı. Günlerden Salı idi. Ve ben bir adada okuyordum.(Gökçeada)
Bu şu demek: Günde sadece 2 defa dışarı çıkabilirsin. Bir sabah 07.15 vapuru, iki 17.00 vapuru. Çanakkale’ye sadece günde 2 vapur seferi var. Yaz tarifesine henüz geçilmemişti. İşin kötüsü 3 günden beri fırtına vardı. Yani 3 gündür Çanakkale’ye hiç sefer olmamıştı. Çünkü bizim ihtiyar vapurlarımız fırtınaya asla dayanamaz. Gerçi yeni vapur geldi ama ben mezun olunca geldi. Kısacası tek çarem dua etmekti.
Hemen okula geri döndüm ve danışmanımın odasına girdim.
- Eyüp bir şey mi oldu?
- Evet oldu.(Hoca çok panikledi ve ayağa fırladı)
- Sakin olun hocam, kötü bir şey olmadı. (Ama bu arada gülmekten çatladım hocamın haline:) )
- Anlat bakayım ne oldu?
‘Olmak’ fiilini o kadar çok kullanmıştık ki, çok rahat bir senaryo yazma potansiyeline ulaşmıştık.
- Beni Marjinal diye bir yerden aradılar. Staja çağırılıyorum.
-Marjinal deyince hoca zaten anında Marjinal Porter Novelli diye tamamladı.
Dürüst olacağım: Bilmiyordum :)
Hocam, "hemen gidiyorsun, senin için kaçırılmayacak bir fırsat" dedi.
- İyi de nasıl gidecem havaya baksanıza hocam, ayrıca maddi açıdan şu an az kuru az pilav pozisyonundayım.
Sonra da ‘Gidiyorsun’ diye bir emir geldi. O gece hiç uyumadım. MARJİNAL sitesinin tüm ayrıntılarına girdim. Müşterilerini ve referanslarını da görünce ‘doğru yer ‘ dedim.
Çarşamba Günü…
Hava günlük güneşlik, 4 günlük fırtına dindi. Belediye vapur seferlerini anons etti. Maddi sorun çözüldü ve akşam 17.00 vapuru ile yola çıktım. Saat 19.00′da Çanakkale’ye vardım ve 20.00'deki İstanbul arabasına bindim. Gece saat 02.00 sularında Esenler otogarındaydım. Görüşme saat 11.00‘de. Esenler Otogarında sabaha kadar vakit geçirmek zorundaydım. O vakit nasıl geçme-di anlatamam. Artık o otogarın iğrençliğine dayanamadım ve yola çıktım saat 07.00 gibi. Taksim'e geldim. Ama inanılmaz bir uykusuzluk ile. Tabiri caizse ‘uykudan geberiyordum’. Daha sonra bir şeyler yedim Taksim’de. Baktığımda saat 09.00'du. Kıyafetlerimi değiştirdim ve hemen elime adresi alıp yola çıktım. Saat 10'du. Ve ben daha adresi bulamamıştım. Harbiye Orduevi’nin önündeydim. Ama hangi önünde? Önü ne taraf? Önüme gelen herkese sordum adresi ve herkes farklı bir şeyler dedi.
10.15…İnsanların bilmişlik akıntısı beni Osmanbey’e kadar götürmüş meğerki. Geri döndüm. Ve dayanamayıp bir bakkala su almaya girdim. ”Herhalde stajım yanmıştır” diye düşünüyordum. Su aldığım bakkal sordu:
- Ne oldu çok bitkin gözüküyorsun?
Durumu anlattım.
- Nereyi arıyorsun sen?
- El Irak Apartmanı Marjinal Porter Novelli.
Adam resmen kahkaha attı.
- Sen taa Osmanbey’e mi gittin şimdi?, dedi.
- Evet, dedim ve bir daha güldü.
- O zaman sana güzel haberi vereyim. Çıkarçıkmaz sola dön, en üst kat.
Bu süper bir haberdi.
‘İyi şanslar ‘ dedi ve çıktım. Ama hala gülüyordu.
Aslında haklıydı. Bu Çanakkale’den vapur renkleri aynı diye Gökçeada vapuru yerine Kıbrıs vapuruna binmek gibi bir şeydi. Ben de Marjinal’in Kıbrıs’ına gitmiştim.
10.30…
Apartman görevlisi beni soru yağmuruna tuttu. ‘Abi geç kaldım, dönüşte yanıtlasam soruları?’ Yine de bırakmadı tüm soruları yanıtladıktan sonra çıktım yukarıya.
10.45…
Zili çaldım ve kan ter içinde içeri girdim. Resepsiyonda Lale vardı ve toplantı odasını gösterdi.
- Ancak Sebiha Hanım’ın işi çıkmış saat 11.00 gibi gelecek.
Derin bir nefes aldım ve beklemeye başladım. Tabii bu arada diğer stajyer arkadaşlar ile tanıştık. Sebiha Hanım geldi ve bize kısa bir oryantasyon yaptı. Ha uyudum ha uyuyacam artık. Kafam önüme düşüp duruyordu.
- "Ne zaman staj yapmak istersin?" diye bir soru geldi. O uyku sersemliğim ile verdiğim cevap şuydu:
- "Freee" :) Staj tarihleriniz size 1 hafta sonra bildirilecek denildi. Ve ben ağır adımlar ve yarı uyurgezerlik ile çıktım. Şimdi otogara gidip Çanakkale arabası bulmam gerekiyordu.
Saat 15.00′de otogardan bindim. Ancak adaya giden son vapuru kaçırdım. Bir dahaki vapur ertesi gün sabah 11.00′de. Ve yağmur yağmaya başladı. Bense iskelenin orda bir kafeye gittim. Saat 21.30'dan sabah 11.00'e kadar kafede perişan halde süründüm. Ve Perşembe günü öğleden sonra adadaydım.E vime gittim ve uyudum.
Adada yaşamak, hele hele okumak çok güzel bir duygu. Ancak bu gibi durumlar inanın hiç güzel değil. Sadece ben değil adadaki 600 öğrenci her defa bu eziyeti çekiyorlar. Ama olsun yine de güzeldi.
Artık Marjinal’de staj hakkı kazanmıştım. Ancak sorunlar bitmedi. İstanbul’da kalacak yerim yoktu. 3 Ağustos’ta başlayacağım, temmuz sonu geldi hala kalacak yer yok. Onunla uğraşırken, öğrenciyken ehliyet kursuna yazılmıştım yaz tatilimi adada geçiririm diye. Direksiyon sınavı inadına 2 Ağustos’a alınmış.(Çanakkale’de)Yaptığım şey şu idi:
Bartın’dan Ankara’ya (4 saat)
Ankara’dan Çanakkale’ye (12 Saat)
Çanakkale’den İstanbul’a (6 Saat)
Ve hiç uyumadan MARJİNAL’deki ilk staj günüme…
Kısacası buraya gelene kadar ömür geçti benim için ömür. Ama iyi ki gelmişim. Samimi diyorum. Stajımın bitmesine az kaldı ve eğer yapabilirsem size bir sürprizim var. Benden size küçük bir hatıra. Ama yapabilirsem, sonra 'hani sürpriz?' yok. 31 Ağustos stajda son günüm. O gün sunum yapacağım ve herkesi bekliyorum. Konu ilk başta bir müşterimiz ama sonlara doğru bakacağız duruma :)
Sizlerle birlikte olduğum için mutluyum. Bana mesleki açıdan gerçekten çok şey kattınız.
Kıssa Kıssa Marjinal'e Notlar:
- Sana gelmeye çalışırken karakolluk bile oldum be Marjinal.
- Sana gelmeye çalışırken haberin olmadan nerelerde kayboldum bir bilsen. Bazı günler neden geç kaldım sanıyosun
-Senin sayende dünyada olmayan diller öğrendim. Şalooo şalooo, alolo, aleelloooo:) Bilen bilir:)
- Senin sayende İstanbul'u gezme fırsatı buldum.
- Senin sayende işin mutfağında tecrübe kazandım.
- Her sabah yediğim simitler çalışma performansımı düşürdü. Günboyu dişlerimin arasına kaçan susamları temizlemekten çalışamadım :) İğrenç oldu biliyorum:)
Bu arada benden size bu akşam bir şarkı:)
Benim için iş arama süreci zaten vardı ama daha da hızlanacak şu saatten sonra. İyi şanslar dileyin. Türkiye'nin en büyük sosyal platformu Türkiye Üniversite Mezunu İşsizler Grubu'ndan selamlar... :)
Sizlerle birlikte olduğum için mutluyum. Bana mesleki açıdan çok şey kattınız. Teşekkürler herkese.
Kralsın MARJİNAL.
İrtibatı koparmayalım:)
Hoşçakal.
Müzik girer.( Bu gece Son:) ) Kamera kapıdan uzaklaşır. Asansör kapıları kapanır ve yazı belirir.
"İrtibatı Koparmayalım" :)
sonvapur.wordpress.com benim bloğum.Daha girmeyin hazırlıyorum:) Ama çok sağlam yemek tarifleri koyacağım. Bilginiz olsun:)
EYÜP SABRİ KUNDAK

5 yorum:

dilek dedi ki...

Biz de seni tanıdığımız için mutluyuz :)

aslı dedi ki...

acıkcası bizim de seni profesyonelligin dolayısıyla kutlamamız gerekir. (her sey karsilikli degil mi ama?:))

bunca uykusuzluga ragmen asla asık suratlı olmadıgın, bunca yorgunluga ragmen sana gosterilen her seye tum dikkatini verebildigin ve sana deger katacagini dusunduğun icin bunca zorluga katlanabildigin icin seni kutlarız.

umuyoruz ki hayatinin bundan sonraki kismi uskudar-besiktas motorlari kıvamında bir akısa sahip olur:))

Nazlito dedi ki...

Maceranı okurken yoruldum:) Ancak her kısmından zevk almışsın ne güzel. Birlikte yürüttüğümüz projelerdeki emeğin için çok teşekkürler:)

asuman dedi ki...

Eyüpcüm, sen ve seninle staja başlayan arkadaşlarında gördüğüm öğrenme arzusu gençliğimize olan umudumu arttırdı. (umutsuzluğum vardı maalesef:()
İnanıyorum ki bu azimle başaramayacağın konu yok.
İyi ki gelmişsin.
sevgiler,

Leylan dedi ki...

Azmini, kararlılığını, başarma isteğini, öğrenmeye açıklığını kaybetmezsen her zaman başarılı olursun. Biz de sana yardımların ve de tabii partimizdeki güzel şarkıların için teşekkür ederiz.