30 Mart 2008 Pazar

Hoşbuldummmmm :)

3 Mart 2008

Unutamayacağım tarihler arasına biri daha eklendi. 2008 in güzel olacağını biliyordum ve baharın ilk günlerini, daha doğrusu ilk bir ayını Marjinal ekibiyle çok güzel geçirdim. Nice baharlara, yazlara... :)
Biliyorum biraz geç oldu "Hoşbuldum" yazısı ama bundan sonra söz veriyorum bu kadar geç kalmayacağım :)
Sevgiler!

28 Mart 2008 Cuma

Burcuk'un Avustralya Maceraları

Blogumuzu takip edenler bilir. Burcuk geçen ay Avustralya'daydı. Hatta bununla ilgili olarak blogumuza bir de yazı yazmıştı (Merak edenler için tık). Geçtiğimiz haftaki pazartesi sunumunu Burcuk yaptı ve Avustralya seyahatinin fotoğraflarını, videolarını bizimle paylaştı. Sunumla ilgili fotoğrafları, fotoğraf makinasının aktarma kablosunu bulamadığım için yayınlayamıyorum. Ama en kısa zamanda fotoğrafları aktarıp yayınlayacağım.

27 Mart 2008 Perşembe

Dünya Tiyatrolar Günü....


Tüm tiyatro severlerin "Dünya Tiyatrolar Günü"nü kutlar, bu aşklarının hiç bitmemesini dilerim :)))

Başlangıcı :
Uluslararası Tiyatro Enstitüsü 1948 yılında kuruldu. Bu enstitü 1961 yılında aldığı bir kararla 27 Mart gününü Dünya Tiyatrolar Günü olarak kabul etti. Her yıl enstitüye üye ülkelerde 27 Mart günü Tiyatro Bayramı olarak kutlanır.

Geçmişten kısa kısa:
Dünyada ilk tiyatro olayının nerede, nasıl başladığı kesinlikle bilinmi­yor. Araştırmacılar tiyatronun, ilkel insanların av dönüşü vurdukları avın çevresinde sevinç ve heyecan sesleri çıkararak dans etmelerinden doğduğunu anlatırlar. Daha sonraları topluluk halinde yaşamaya başlayan insanlar yılın belirli günlerinde, belirli bir yerde toplanmaya başladılar. Bu toplantıda içlerinden bir kişi yüksekçe bir yere çıkarak güldürücü öyküler anlatır, taklitler yapar, şarkılar söylerdi. Bu tür oyunlar zamanla şenlikler geleneğini oluşturdu. Bir süre sonra tiyatroda kişiler ikiye, üçe çıktı. Daha canlı, daha ilgi çeki­ci konular bulundu. Böylece oyunlar, sanat niteliğine kavuştu. Tiyatro da meslek haline geldi.

Ve Korkulan Oldu!
















Yaz kapıya dayandı, bünyeyi rejim telaşı sardı! Maydonozlu köfteler yerini maydonozlu kahvaltı tabaklarına bıraktı...
Ne yapayım, her sabah "Ohhh İstanbul'un göbeğinde yeşilliklerle uğraşıyorum, doğa ile iç içeyim" diyerek maydonozlarımı, salatalıklarımı, domateslerimi itina ile tabağıma doğruyorum. Yakında da mutfak penceresinin geniş pervazına sera kurmayı planlıyorum.

Organik tarım Marjinal'de başlıyor! Geeeel vatandaş geeeeel!!!

16 Mart 2008 Pazar

Paylaşmayı Bilmek

Merhaba!
Sizlere bir kermes haberi vermek istiyorum.
Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde bulunan, Semiha Şakir ve Emrullah Turanlı Çocuk Yuvaları yararına, 26-27 Nisan ve 04-05 Mayıs 2008 tarihlerinde, Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda bir kermes düzenlenecek. Bu, her sene yapılan bir etkinlik. Kermeste yaklaşık bir yıldır, annem ve arkadaşlarının el emeklerini ve göz nurlarını döktükleri el işleri satılacak. Kermese katılıp ürünlerden satın almak, yuvadaki çocuklara yardım etmek anlamında bir adım tabii ki. Ancak bunun yanında oraya çeşitli sebeplerden ötürü gidemeyecek olanlar da, kermesin biletlerinden (gönüllerinden kopan bir miktar karşılığı) satın alıp bu cocuklara destek olabilirler. Yuvadaki çocukların ihtiyaçları için bu katkılar çok önemli.
Kermesi düzenleyen Semiha Şakir ve Emrullah Turanlı Çocuk Yuvaları Koruma Dernekleri ile iletişime geçmek isteyenler 0216 363 15 96'dan ulaşabilirler.
Katkıda bulunmak isteyen Marjinal üyeleri de benimle irtibata geçebilirler! Dahili: 143 :)

Sevgiler,
Nevra

7 Mart 2008 Cuma

"Emekçi Kadınlar Günü"



Tüm Kadınların "Emekçi Kadınlar Günü"nü kutlarım.

Kısaca hafızları tazeleyelim diye size "Emekçi Kadınlar Günü"nün tarihçesi hakkında biraz bilgi topladım.

Kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi ilk kez, 26-27 Ağustos 1910’da Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda ortaya atıldı ve kabul edildi. Bir çok ülkede her yıl kutlanmaya başladı.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde, ama her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı sırasında olmuştur.

İkinci Dünya Savaşı yılları sırasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de kutlanılmaya başlamasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1977 yılında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etti.

Türkiye'de ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı.
Birleşmiş Milletler "Kadınlar On Yılı" programından Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapılmıştı. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl kutlanmayan 8 Mart, 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.

6 Mart 2008 Perşembe

Cam Ocağı Etkinliği...



Sevgili Yasemin'in koordinatörlüğünde, 23 Mart Pazar günü gidilecek Cam Ocağı etkinliği hakkında, daha önce gitmiş, görmüş ve yaşamış birisi olarak birkaç birşey yazmak istedim. Aslında ben susayım da her zamanki gibi fotoğraflarım konuşsun! Hem kimbilir belki böylece katılımı da birazcık arttırmış oluruz :))
Resimlerden bir kısmı sergilenen işlere ait, bir kısmı da sizin de yapabileceğiniz atölye çalışmalarından. Bakalım hangisi hangisi bilebilecek misiniz?
Belki de atölye çalışmalarının en heyecan verici yanı, küçük bir bedel karşılığı yaptığınız işin -ebediyen diyemeyeceğim, siz kırıncaya kadar diyelim - sizde kalmasını sağlayabiliyorsunuz.

Burcu'dan Lirik Dans



Burcu, kendi hazırladığı lirik dans kareografisini Şebnem Ferah'ın şarkısı eşliğinde ilk kez dün akşam saatlerinde Marjinal ofisinde icra etti. İşte görüntüler...

İstanbul'da Sabaha Merhaba Demek....




Serpil ile her sabah Bakırköy'de başlayan yolculuğumuz sahil hattında devam ederken, spor yapan insanları gördükçe bir "ahhh" çekiyorduk. "Neden biz de bu insanlar gibi sahilde yürüyüş yapamıyoruz?" diye hayıflanırken, bir gün bir karar aldık: daha erken kalkarak öte berimizi toparlayıp, sabah kahvaltımızı sahilde yapacaktık.
İşte o gün geldi çattı ve bir pastaneye uğrayarak nevalemizi aldık, sahilin yolunu tutuk. İlk gördüğümüz yerde durduk ve İstanbul'un mavi sularına bakarak kahvaltımızı yaptık. Vallaha ne yalan söyleyelim, şiddetle tavsiye ediyoruz :)) Ama tabii Serpil arkadaşımız kokoş biri olduğu için tüm yürüyüş yapan insanlar bize baktı durdu. :))
Sahile bakıp meyve suyumu yudumlarken (hep bu sözü söylemek istemişimdir, ama benimki içki değil maalesef : D) içimden de şunu düşündüm: Demek ki isteyince bir şeyler yapılabiliyormuş. Heves ettiğimiz şeyleri ertelememek ve o ilk anki heyecanımızı köreltmemek gerekiyormuş. Her şey zamanında güzel....
Sahilde her sabah spor yapan o insanları görünce eminim ki siz de imreneceksiniz.
Herkese sağlıklı bir yaşam diliyorum....

4 Mart 2008 Salı

Osman Abi'den Organizasyon Eğitimi


Pazartesi sunumları Osman Abi'nin organizasyon eğitimi ile devam etti. İzleyiciler yerlerini aldıktan sonra, Osman Abi sunumun yapılacağı salona girdi, çantasını masanın üzerine bıraktı ve bilgisayarının teknik ayarlarını yaptı.
Laptop'un ekranını yavaşça kaldırdı ve düğmeye bastı. Ardından bilgisayar ekranının görüntüsü, camdan içeriye giren güneş ışığının parıltısıyla televizyon ekranına yansıdı.
Osman Abi, yavaşça oturduğu bar sandalyesinden kalktı ve sunum yapacağı dosyayı açtı. İşte o anda nefesler tutuldu. Osman Abi'nin sunum dosyasını açması ile ilk slaytın ekranda görünmesi arasında geçen zaman nefes kesiciydi gerçekten. Aramızda heyecandan bayılanlar oldu. Bu ayılıp bayılmalar sunumun muhteşemliğine gölge düşüremedi elbette. Her slayt geçisinde ekranda görünen animasyonlar, havada uçuşan konfetiler ve birbiri ardına patlayan havai fişekler "işte organizasyon sunumu böyle olur" dedirtti.

2 Mart 2008 Pazar

Dalya!

29 Şubat Cuma günü blogumuzu ziyaret edenlerin sayısı 102 olmuş!
Böylece 7 aydır ilk defa günlük ziyaretçi sayımız 100'ü geçmiş oldu...
Darısı günde 1000'e ... :))

Cumartesi Konukları



Cumartesi akşamı ofisimizde konuklar vardı:) Sevgili Sait Baba'nın eşi ve 2 torunu Kadir ile Özge. Apo torunların fotoğrafını çekerken özellikle Kadir'i güldürmekte çok zorlandı ve ona Kadirizm lakabını taktı:)

Not: Salı gününden beri blogumuza girmeyerek neler kaybettiğimi de görmüş oldum. Tam olarak GS-FB savaşı yaşanmış. Bir GS'li olarak FB'lilere "üzülmeyin bu da geçer" demek istiyorum:)