Yıllardır adımdan yana dertliyim. Yanlış anlaşılmasın, aslında ismimi çok severim ama bugüne kadar tek seferde doğru anlayana rastlamadım. Telefonda duyanlar Leyla, yazılı görenler Ceylan der bana. Doğrusunu söylemeleri birkaç tekrar gerektirir.
Konuşmalar istisnasız şöyle gelişir:
- Leyla hanım?
- Hayır Leylan...
- Pardon?
- Leylan.. Leyla'nın sonunda Niğde'nin n'si var...
- Hımmm.. Çok değişik. Peki ne demek?
- Gece gelen
- Gece mi doğmuşsunuz?
- Hayır, sabah. Annemin babaannesinin adı. Oradan geliyor.
Bugünlerde isim konum yine gündemde çünkü aramıza yeni katılan bir arkadaşımızın adı Leyla!
Başıma gelecekleri bildiğimden, daha o gelmeden duruma el koyup Marjinal içinde ikinci isminin kullanılması yönünde girişimde bulundum. Hatta Tezel bey'i yaptırdığım değişikliklerle bezdirdim. Ama sonuçta Leyla'yı, cebren ve hile ile yaptım Evin! Lütfen ona Leyla demeyin...
Onun adı artık Evin... E -VİN! :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Bu tip isim karışıklıklarını önlemek için benim de üniversitede bir arkadaşımın ikinci isminin kullanılmasına karar vermiştik. Gel gör ki, arkadaşım ikinci ismini pek kullanmadığı için bazen seslensek de bize yanıt vermiyordu. Biz de (en severek kullanan da ben!) her iki adını da kullanmaya başladık. Gel zaman git zaman, ben hala iki ismini birden kullanan tek kişi olarak kalsam da, geriye çıkan karışıklıklarla ilgili hoş anılarımız kaldı.
Kıssadan hisse, belki Leyla da "Leyla Evin" olarak anılabilir(en azından ikinci ismiyle seslenince yanıt vermeye alışıncaya kadar). Tabii son karar kendisinin... :))
Buarada "hoş geldin Leyla Evin"...
Yorum Gönder