Hem uzun cümleler kurarak anlatmalara doyamayacağım hem de
birkaç kelime ile durumun şahaneliğini özetleyeceğim bir ismin oyunculuğu ve
filmleri üzerine yazı yazmak belki de pek iyi bir fikir değil ama yola çıktım
artık. Peki, daha yazıya başlamadan övgüsünün nasıl yazılacağına dair fikir
yürüttüğüm bu isim kim ki? Cevap, bugün 75. doğum gününü kutlayacak olan “aşmış
aktör” Dustin Hoffman’dır.
Dustin Hoffman’ın
çektiği tüm filmleri kısa kısa yazarak ilerlemeyi isterdim ama o kabarık
filmografi ile hiç girişmeyeyim o işlere. Genel olarak akıllara en çok yer
etmiş olanlardan beş adet önemli film seçtim yazmalık. Filmlerin yazılma sırası
ise benim Hoffman filmlerini izleyiş sıramdır J
Papillon
Eşyalarım için “yangında ilk kurtarılacaklar listesi” yapsam bazı DVD’ler üçüncü sıradan top ten
listesine rahatça girer. İşte o derece bir sevgiyle yaklaştığım filmler var şu
hayatta. Neyse Dustin Hoffman konusuna da giriş yapmamı sağlayacak olan o
DVD’lerden birisi Papillon’dur. Steve McQueen
ile oynadığı ve hapishanede geçen film hani. 1973 yılında çekilmiş ve bir kitap
uyarlaması olan filmde suçsuz yere ceza alan Papillon, özgürlüğüne kavuşmak
için hapishaneden kaçma planlarına girişir ve bu konuda başarılı olup
olmadığını da filmin sonlarına doğru izleriz. İlk izlediğim Hoffman filmi
Papillon olduğu için “en sevdiğiniz film hangisi?” sorusuna hemen cevap olsun diye
ezbere aldığım bir filmdir aynı zamanda. Müzikleri de aynı ölçüde başarılıdır.
Kramer vs. Kramer
Ah, ah, ah!!!! Bu film de çok kötü dağılmıştım.
Eşinden boşanmak
isteyen Joanna Kramer (Meryly Streep) ile
başlar tüm hikaye. Küçük oğlunu eski eşine (Dustin Hoffman) bırakır ve kendine
yeni bir düzen kurmak için onlardan ayrılır. Baba-oğlun baş başa kalma halleri
de filmde izlediğimiz en önemli sahneler olmaya başlar. Özellikle birlikte
yaptıkları yumurtalı ekmek sahnesi akıllardan çıkmaz yıllar geçse de. 1979
yılında çekilmiş olan film, tüm bu şahane oyuncuların, günümüzde neden efsane
olarak anıldığını da göstermekte bence. Oscar’a aday gösterildiği sene “En İyi
Film” ve “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini de almış bulunmaktadır.
The Graudate
Dustin Hoffman isminin tanınmasını ve akıllara kazınmasını
sağlayan film olarak da bilinmekte. Açılış sahnesinde Sound of Silence’ın
çalmasıyla daha baştan gönüllerin birincisi olmuştur bu film. Benjamin Braddock
rolünü canlandıran Hoffman, özellikle Anne Bancroft ile geçen
sahnelerinde, yeni mezun toy bir delikanlının aşk ve cinsellik ile tanışmasını
pek bir şahane oynamış. Braddock’un kendinden yaşça büyük bir kadın ile kurduğu
ilişki, sonrasında Bancroft’un kızına aşık olması ve aklın, fikrin karışması
durumu, filmde olacaklara dair bilgi olsun. Pek çok Dustin Hoffman filminde
olan, hikayenin yalın ve sakin ilerleyişi, bu filmde de var olan bir hal.
Oyunculuklar ve ayrıntılar güzel olunca film unutulmazlar listesine girmekte
zorlanmamış olsa gerek.
Rain Man
-Ona ne kadar para kaldığını biliyor mu?
-Para kavramından anlamaz.
-Para kavramından anlamaz mı? Ona 3 milyon dolar para miras kaldı ve o para kavramını bilmiyor!
-Para kavramından anlamaz.
-Para kavramından anlamaz mı? Ona 3 milyon dolar para miras kaldı ve o para kavramını bilmiyor!
Bu replik Rain Man filminin en güzel anlatımı gibi sanki.
80’li yılların sonunda çekilmiş olan film, “Hoffman ne yapsa güzel yapar” tarzında bir
cümle kurmamıza sebep olmakta. Başrolü o zamanlar toy bir delikanlı olan Tom Cruise ile
paylaşmıştır. Tom Cruise’un canlandırdığı Charlie karakterine uzun yıllardır
görüşmediği babasının vefat haberiyle beraber yüklü bir miras kaldığı ulaşır.
Charlie’nin sevinmemesini tavsiye ediyorum bu noktada çünkü varlığından
haberdar olmadığı otistik kardeşine de kalmış olabilir o yüklü miras. Ve
nitekim de öyledir. 3 milyon dolar miras, matematik dahisi sayılabilecek otistik
bir ağabey’e kalmıştır. Charlie, abisinden para koparabilmek için onu yanına
almaya karar verir ve asıl hikayeyi de burada başlatmış olur. Film aynı zaman
da bol Oscar heykelciği barındırmakta.
Tootsie
Son film ise “ABD
Ulusal Film Arşivi” tarafından koruma altına alınmış olan Tootsie’dir.
Sydney Pollack'ın çektiği,
komedinin doruklarda olduğu ve Dustin Hoffman’ın kadın kılığında döktürdüğü film.
1982 yılında çekilmiş olan Tootsie’de, mesleği oyunculuk olan Michael Dorsey
karakteri (Dustin Hoffman) uzun süreli devam eden işsizliğine son vermek için
kadın oyuncu arayan bir dizi için kadın kılığına girer ve seçmelere katılır.
İnandırıcılığı yüksek bir performans sergilediği için de rolü kapar. Michael
Dorsey artık Dorothy Michaels olarak yaşamına devam
eder. Bu durumun nereye kadar süreceğini ise aşama aşama izliyoruz filmde.
Fazla fazla gülüyoruz bir de…
Bir komedi filmi için yönetmenlik
koltuğuna da oturan Hoffman’ın doğum gününü kutlar ve bol sevgi yollarım.
1 yorum:
8 Ağustos Mustafa Balbay'ın da doğum günüydü. Yazı yazmak gelmiyor içimden...
Yorum Gönder