31 Ağustos 2009 Pazartesi

Marjinal 16. Yaş Günü'nde Gerçekten Neler Yaşandı?

Bu sabahki toplantıda görüntülerimizin bir kısmını izledik. Kimimiz güldük, kimimiz de Umut gibi utanıp toplantı odasından kaçtık. Bunların hepsi iyi güzel de, Apo Bey'in kamerasından kaçanlara ne oldu? İşte hepsi burda!

Yemekli müesseselerde köpek barındırmanın cezasının tam 4500 TL değerinde olduğunun öğrenilmesi üzerine tekneye binilirken gergin anlar yaşandı. Marjinal ekibinin olası cezayı üstlenmeyi kabul etmesi üzerine Gaspar tekneye alındı, ama bu sefer de olan Asuman Hanım'a oldu! Asuman Hanım burda sevgili Gaspi'yi Sahil Koruma'nın gözlerinden korurken görüntülendi.

Osman Baba'nın performansı da gözümüzden kaçmadı! Birden fazla kez bayan arkadaşlarla görüntülenen Osman'ın yanındaki bayanlardan Senem de yüzünün kameralar tarafından görüntülenmemesi için elinden geleni yaptı.

"Apo Bey kendisine yeni mankenler mi buldu
acaba?" sorusu gece boyunca kendimize çok sorduğumuz bir soru oldu. Tekneye kamerası ile gelen Apo Bey'i gören bayanlar objektife poz vermek için sıraya dizildiler! Apo Bey'e muhtemelen yüzlerce poz çıkmıştır, ama biz sizinle en çok beğendiğimiz potansiyel manken Serpil'in bir pozunu paylaşıyoruz.

B
aşta poz vermekten çekinen, daha sonra ise açılan isimlerden biri de Neslihan'dı. Yandaki resimde "Hadi be ordan ben mi poz vericeeem?!!" derken görülen Neslihan, daha sonra içindeki gizli modeli açığa çıkarıp aşağıdakine benzer pozlar verirken yakalandı!

Hepinize Sevgilerle...




Gaspar ve Zilli!!! Doğum Gününüz Kutlu Olsun!

Hatırlamadığımızı düşündürüp sizi üzdüysek affedin bizi lütfen. Sizleri çok seviyoruz!
Tüm Mesai Arkadaşlarınız :)

Not:Birlikte güzel bir fotonuz olmadığı için elimde, ne yazık ki yükleyemedim, bu işi Asuman Hn'dan rica ediyoruz...

28 Ağustos 2009 Cuma

Marjinal'de Seyr-i Alem

Aylardan Nisan ya da Mayıs. Günlerden bir gün. Ders çıkışında, saat 18.00 gibi telefonum çaldı.
- “Merhaba ben Marjinal Porter Novelli’den arıyorum. Eyüp Bey ile mi görüşüyorum?”
İtiraf etmeliyim; ilk başta ajansın ismi ile ilgili en ufak bir şey anlamamıştım. Ufağı bırakın atom parçacıkları bile yetersiz kalır tarifime.
- Evet benim buyrun
- Eyüp Bey, Perşembe günü saat 10′da görüşmeye bekleniyorsunuz
- Nasıl yani? Ne görüşmesi bu?
- Staj görüşmesi.
- Anladım. Ne zaman demiştiniz?
- Perşembe Saat 10.00.
- Tamam geliyorum.
Ama bir sorun vardı. Günlerden Salı idi. Ve ben bir adada okuyordum.(Gökçeada)
Bu şu demek: Günde sadece 2 defa dışarı çıkabilirsin. Bir sabah 07.15 vapuru, iki 17.00 vapuru. Çanakkale’ye sadece günde 2 vapur seferi var. Yaz tarifesine henüz geçilmemişti. İşin kötüsü 3 günden beri fırtına vardı. Yani 3 gündür Çanakkale’ye hiç sefer olmamıştı. Çünkü bizim ihtiyar vapurlarımız fırtınaya asla dayanamaz. Gerçi yeni vapur geldi ama ben mezun olunca geldi. Kısacası tek çarem dua etmekti.
Hemen okula geri döndüm ve danışmanımın odasına girdim.
- Eyüp bir şey mi oldu?
- Evet oldu.(Hoca çok panikledi ve ayağa fırladı)
- Sakin olun hocam, kötü bir şey olmadı. (Ama bu arada gülmekten çatladım hocamın haline:) )
- Anlat bakayım ne oldu?
‘Olmak’ fiilini o kadar çok kullanmıştık ki, çok rahat bir senaryo yazma potansiyeline ulaşmıştık.
- Beni Marjinal diye bir yerden aradılar. Staja çağırılıyorum.
-Marjinal deyince hoca zaten anında Marjinal Porter Novelli diye tamamladı.
Dürüst olacağım: Bilmiyordum :)
Hocam, "hemen gidiyorsun, senin için kaçırılmayacak bir fırsat" dedi.
- İyi de nasıl gidecem havaya baksanıza hocam, ayrıca maddi açıdan şu an az kuru az pilav pozisyonundayım.
Sonra da ‘Gidiyorsun’ diye bir emir geldi. O gece hiç uyumadım. MARJİNAL sitesinin tüm ayrıntılarına girdim. Müşterilerini ve referanslarını da görünce ‘doğru yer ‘ dedim.
Çarşamba Günü…
Hava günlük güneşlik, 4 günlük fırtına dindi. Belediye vapur seferlerini anons etti. Maddi sorun çözüldü ve akşam 17.00 vapuru ile yola çıktım. Saat 19.00′da Çanakkale’ye vardım ve 20.00'deki İstanbul arabasına bindim. Gece saat 02.00 sularında Esenler otogarındaydım. Görüşme saat 11.00‘de. Esenler Otogarında sabaha kadar vakit geçirmek zorundaydım. O vakit nasıl geçme-di anlatamam. Artık o otogarın iğrençliğine dayanamadım ve yola çıktım saat 07.00 gibi. Taksim'e geldim. Ama inanılmaz bir uykusuzluk ile. Tabiri caizse ‘uykudan geberiyordum’. Daha sonra bir şeyler yedim Taksim’de. Baktığımda saat 09.00'du. Kıyafetlerimi değiştirdim ve hemen elime adresi alıp yola çıktım. Saat 10'du. Ve ben daha adresi bulamamıştım. Harbiye Orduevi’nin önündeydim. Ama hangi önünde? Önü ne taraf? Önüme gelen herkese sordum adresi ve herkes farklı bir şeyler dedi.
10.15…İnsanların bilmişlik akıntısı beni Osmanbey’e kadar götürmüş meğerki. Geri döndüm. Ve dayanamayıp bir bakkala su almaya girdim. ”Herhalde stajım yanmıştır” diye düşünüyordum. Su aldığım bakkal sordu:
- Ne oldu çok bitkin gözüküyorsun?
Durumu anlattım.
- Nereyi arıyorsun sen?
- El Irak Apartmanı Marjinal Porter Novelli.
Adam resmen kahkaha attı.
- Sen taa Osmanbey’e mi gittin şimdi?, dedi.
- Evet, dedim ve bir daha güldü.
- O zaman sana güzel haberi vereyim. Çıkarçıkmaz sola dön, en üst kat.
Bu süper bir haberdi.
‘İyi şanslar ‘ dedi ve çıktım. Ama hala gülüyordu.
Aslında haklıydı. Bu Çanakkale’den vapur renkleri aynı diye Gökçeada vapuru yerine Kıbrıs vapuruna binmek gibi bir şeydi. Ben de Marjinal’in Kıbrıs’ına gitmiştim.
10.30…
Apartman görevlisi beni soru yağmuruna tuttu. ‘Abi geç kaldım, dönüşte yanıtlasam soruları?’ Yine de bırakmadı tüm soruları yanıtladıktan sonra çıktım yukarıya.
10.45…
Zili çaldım ve kan ter içinde içeri girdim. Resepsiyonda Lale vardı ve toplantı odasını gösterdi.
- Ancak Sebiha Hanım’ın işi çıkmış saat 11.00 gibi gelecek.
Derin bir nefes aldım ve beklemeye başladım. Tabii bu arada diğer stajyer arkadaşlar ile tanıştık. Sebiha Hanım geldi ve bize kısa bir oryantasyon yaptı. Ha uyudum ha uyuyacam artık. Kafam önüme düşüp duruyordu.
- "Ne zaman staj yapmak istersin?" diye bir soru geldi. O uyku sersemliğim ile verdiğim cevap şuydu:
- "Freee" :) Staj tarihleriniz size 1 hafta sonra bildirilecek denildi. Ve ben ağır adımlar ve yarı uyurgezerlik ile çıktım. Şimdi otogara gidip Çanakkale arabası bulmam gerekiyordu.
Saat 15.00′de otogardan bindim. Ancak adaya giden son vapuru kaçırdım. Bir dahaki vapur ertesi gün sabah 11.00′de. Ve yağmur yağmaya başladı. Bense iskelenin orda bir kafeye gittim. Saat 21.30'dan sabah 11.00'e kadar kafede perişan halde süründüm. Ve Perşembe günü öğleden sonra adadaydım.E vime gittim ve uyudum.
Adada yaşamak, hele hele okumak çok güzel bir duygu. Ancak bu gibi durumlar inanın hiç güzel değil. Sadece ben değil adadaki 600 öğrenci her defa bu eziyeti çekiyorlar. Ama olsun yine de güzeldi.
Artık Marjinal’de staj hakkı kazanmıştım. Ancak sorunlar bitmedi. İstanbul’da kalacak yerim yoktu. 3 Ağustos’ta başlayacağım, temmuz sonu geldi hala kalacak yer yok. Onunla uğraşırken, öğrenciyken ehliyet kursuna yazılmıştım yaz tatilimi adada geçiririm diye. Direksiyon sınavı inadına 2 Ağustos’a alınmış.(Çanakkale’de)Yaptığım şey şu idi:
Bartın’dan Ankara’ya (4 saat)
Ankara’dan Çanakkale’ye (12 Saat)
Çanakkale’den İstanbul’a (6 Saat)
Ve hiç uyumadan MARJİNAL’deki ilk staj günüme…
Kısacası buraya gelene kadar ömür geçti benim için ömür. Ama iyi ki gelmişim. Samimi diyorum. Stajımın bitmesine az kaldı ve eğer yapabilirsem size bir sürprizim var. Benden size küçük bir hatıra. Ama yapabilirsem, sonra 'hani sürpriz?' yok. 31 Ağustos stajda son günüm. O gün sunum yapacağım ve herkesi bekliyorum. Konu ilk başta bir müşterimiz ama sonlara doğru bakacağız duruma :)
Sizlerle birlikte olduğum için mutluyum. Bana mesleki açıdan gerçekten çok şey kattınız.
Kıssa Kıssa Marjinal'e Notlar:
- Sana gelmeye çalışırken karakolluk bile oldum be Marjinal.
- Sana gelmeye çalışırken haberin olmadan nerelerde kayboldum bir bilsen. Bazı günler neden geç kaldım sanıyosun
-Senin sayende dünyada olmayan diller öğrendim. Şalooo şalooo, alolo, aleelloooo:) Bilen bilir:)
- Senin sayende İstanbul'u gezme fırsatı buldum.
- Senin sayende işin mutfağında tecrübe kazandım.
- Her sabah yediğim simitler çalışma performansımı düşürdü. Günboyu dişlerimin arasına kaçan susamları temizlemekten çalışamadım :) İğrenç oldu biliyorum:)
Bu arada benden size bu akşam bir şarkı:)
Benim için iş arama süreci zaten vardı ama daha da hızlanacak şu saatten sonra. İyi şanslar dileyin. Türkiye'nin en büyük sosyal platformu Türkiye Üniversite Mezunu İşsizler Grubu'ndan selamlar... :)
Sizlerle birlikte olduğum için mutluyum. Bana mesleki açıdan çok şey kattınız. Teşekkürler herkese.
Kralsın MARJİNAL.
İrtibatı koparmayalım:)
Hoşçakal.
Müzik girer.( Bu gece Son:) ) Kamera kapıdan uzaklaşır. Asansör kapıları kapanır ve yazı belirir.
"İrtibatı Koparmayalım" :)
sonvapur.wordpress.com benim bloğum.Daha girmeyin hazırlıyorum:) Ama çok sağlam yemek tarifleri koyacağım. Bilginiz olsun:)
EYÜP SABRİ KUNDAK

Sahnelere Dönüş

Eski gitar sanatçılarından Feyza Elvanoğlu bu akşamki MPN Doğum Günü Partisi şerefine tekrar sahnelere dönmeye karar verdi. Kendisi sabahın erken saatlerinde prova almaya başladı, akşama hazırlanıyor. İstek parçalarınızı hazırlamanızı bekliyoruz :)

Yemekte-y-dik!



Dün Serpil, Eray ve de bendeniz öğle yemeğinde Özken Palas'taydık. Mekanın spesiyal yemeği kurufasulye ve pilav eşliğinde keyifli bir yemek yedik. Sofra düzeni, yemeklerin sunumu, mekan sahiplerinin konuk severliği tek kelimeyle 10 numaraydı diyebiliriz. Özellikle yemeğin yanında ikram edilen, adını unuttuğum ama yöresel olduğunu öğrendiğim, yoğurtlu-buğdaylı cacığın da sofrayı tamamladığını söylemeliyiz. Cemal Usta, fasulyeyi usulüne uygun olarak bir gece önceden ıslatmış ve sabahın erken saatlerinde ağır ateşte pişirmeye başlayarak konuklarına eşsiz bir lezzet sunmayı başarmıştı... :)
Ne mi anlatıyorum? Efendim dün Kapital Medya'yı ziyarete gittik. Toplantımızın ardından, Kapital Medya'da çalışan gelin kızımız Hürücan öğle yemeği için bizi kaptığı gibi evlerine götürdü. Biz de işin ucunda Fırat'ı mıncıklamak olduğu için bu işe dünden razıydık zaten...

Fırat'ı sırayla öptük kokladık diyeceğim ama Eray'dan pek fırsat kalmadı tabi. Fırsat kaldığı zamanlarda da bizde azıcık nasiplenebildik neyse ki :) Allah'tan Fırat uyumlu bir bebek te, "beni kapışamayan bu kadınlar da nereden çıktı?" diye sinir yapıp ağlamadı, zaten böyle birşey için neden sinir yapsın ki? :)

Ardından yemeğe geçtik ve yukarıda bahsettiğim güzellikteki sofrada bulunurken kadınlar-erkekler-evlilikler ve çocuk bakımı üzerine derin sohbetlere daldık (dedikodu yaptık demiyorum, asla öyle birşey olmadı).

Bu güzel öğle vakti için Özken Ailesi'ne sonsuz teşekkürler...

Kıskananlar için not: Mekan sahipleri gördük ki misafiri pek seviyorlar, hemen davet ediyorlar. Bir haber vermeniz yeterli.

25 Ağustos 2009 Salı

Ercaaaannn! İkizini Buldum!


Adı: Bruce Smith
Mesleği: Şarkıcı/Oyuncu
Ülkesi: Amerika
En sevdiği parça: Gemilerde Talim Var

21 Ağustos 2009 Cuma

Troy, İngiltere'ye Gitmeden Önce Gönlünü Eğlendiriyor


Acar muhabirimiz Osman, ünlü stajyerlerimizden Troy'u Brezilyalı bir mankenle görüntülemeyi başardı.

18 Ağustos 2009 Salı

Özel Bir Gün Bugün :)

18 Ağustos 2003 günlerden Pazartesi. Saat 07.30’da evden tatlı bir telaş ile çıkıyorum.Daha önce pek gitmediğim Harbiye semtinde El Irak Apartmanını ararken kayboluyorum ve Cumhuriyet caddesini 3-4 defa turluyorum.
Biraz geç de olsa buluyorum ve tarihi bir binaya girerek tarihi bir anansöre bindikten sonra istediğim yere ulaşıyorum. Biraz mahçup, çekingen ve toyum. Kapıda güler yüzle karşılanarak içeri alınıyorum ve başlıyorum beklemeye. İçerinden gelen kişinin ayak seslerinden bana doğru geldiğini anlıyorum ve heyecanım artıyor. Başlıyoruz konuşmaya, anlatılıyor dinliyorum, sorulara heyecanla cevap veriyorum (tabii o zaman hiperaktifliğim üst seviyede). Konuşmamız bittikten sonra ofis gezdiriliyor, tek tek tanıtılıyor kişiler. Nasıl güzel bir ofis, yüksek tavanlar, bazı camlarda işlemeler, süper bir manzara derken staja başlayacağım departmana iki adım kala kimlerle karşılacağım heyecanı büsbütün sarıyor ve işte o odadan içeri giriyoruz. “Arkadaşlar” diye sesleniyor, bir anda herkes kafasını kaldırıyor, tüm gözler bende “sizlere Dilek’i tanıştırayım, yeni stajyerimiz” diyor ve herkesle selamlaşıyorum. O geçen iki dakikayı anlatmam zor :)

Nereden bilebilirdim ki o kapıdan girdiğim andan itibaren ikinci ailemin orası olacağını :) Zaman su gibi akıp gidiyor. Bugün 18 Ağustos 2009 Salı. Tam tamına 6 yıl olmuş. Şirketiğin en küçüğü ünvanını seneler önce devretmişim meğer. Marjinal’in bana kattığı değeri tarif bile edemem. Bu özel günün anlamını sizlerle kısa da olsa paylaşmak istedim, aslında yazacak o kadar çok şey var ki. Ailemi çooooooook seviyorum, iyi ki varsınız ve iyi ki birlikteyiz.

Not: Sekreteryadaki güler yüzlü kişi: Zuhal Ardıvar :)
Benimle ilk konuşmayı yapan: Sebiha Hanım :)
Beni herkesle tanıştıran: Nazlı :)
Ve burası MARJİNAL PORTER NOVELLİ!

*Koyduğum resim bile seneler içerisinde bu hale gelmiş :)
İlk başladığım zamanki resmim bir tek o var. Bir de son resmimi koyuyorum, aradaki farkı size bırakıyorum :)

Herkese çookkk teşekkürler...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

MPN'nin Burc Beach Çıkartması...





Cumartesi günü eTOHUM & BÜMED etkinliği sebebiyle Burc Beachteydik. Denize girdik, güneşlendik, yemek yedik, sohbet ettik derken bir anons duyduk. "Burc Beach Voleybol turnuvasına katılmak isteyenler lütfen başvuru standına (burada stand ismi vermiyorum reklama giriyor :) )". Madem enerjiğiz, gençiz diyip gittik kayıt olduk. Nasıl olsa rakiplerimizde bizim gibi amatördür diyip güldük geçtik. Turnuva öncesinde biraz ısınalım dedik, başladık oynamaya. Görende bizi kazanacak zanneder. Beklenen anons geldi "Marjinal ve Burc Beach_1 takımı lütfen sahaya", neeeee Burc Beach mi, takım mı, voleybol mu?, aman Allahım kimlerle oynacaktık derken ezeli rakiplerimiz geldi. Boylar 1.90, ellerinde bandanalar :) Selamlaştık ama renk falan kalmadı bizde :) 21-9 yenildik haliyle. Ama turnuva boyunca bizim kadar seyircisi ve destekçisi olan hiçbir takım yoktu. Voleybol'da yenildik ama gönüllerinin birincisi olduk :)

16.08.2009.
Feneryolu. Pazar sabahı 08:30...

Keyifle uyuyorum haliyle. Fakat ansızın dışarıdan gelen bir komutan sesiyle (Hazrol! Tüfek omza!) bütün apartman balkonlara fırlıyoruz. Caddede askeri araçlar, kamyonlar ard arda dizilmiş yüzlerce asker “Şeref! Vazife!” diye bir ağızdan haykırıyor. Kaldırımlar da asker dolu.
Bir an şey oldu sandım...şey işte...

Meğer 30 Ağustos provasıymış. Bari bir resim çekip arkadaşıma göndereyim dedim. Benim ilk andaki şüphelerime arkadaşımın yorumu şu oldu:
"Bağdat caddesinde olursa çok sosyete şeyi, ımm...mantısı olur; Edirne'den Ardahan’a olmaz, Burberry'den Vanucci'ye olur, Kerkenekon Dağı olmaz, Beverly Hills tepesi olur…Sen yatıp uyumana devam et..."J

15 Ağustos 2009 Cumartesi

HP ile Bir Deste Yıl

Yıl 2000'in son ayları... Marjinal'de işe yeni başlamışım, ofiste de o sırada HP Küçük Mucitler telaşı var. HP'nin Marjinal için önemini daha o ilk günlerimde anlamıştım. Şimdi yıl 2009, HP Marjinal Porter Novelli için hala aynı önemde. Hem bilişim sektöründe hem de pazarlama iletişiminde zordur böyle 10 yıl birlikte çalışabilmek, ama HP ve Marjinal 10 yıldır kesintisiz birlikte çalıştı. Hatta Marjinal, HP'nin bir departmanı gibi çalıştı. Bu sürede HP'de neler neler değişmedi ki, GM'ler değişti, pazarlama yöneticileri, bölüm yöneticileri değişti, onlarca kere organizasyonel yapı değişti, ofis değişti, defalarca kısaltmalar değişti, HP sürüyle şirket aldı ve yeni alanlara girdi, logosu hatta CEO'su bile değişti ama PR ajansı değişmedi...

Ben bu oyunun tam 5 yılında sahnedeydim. Tarifsiz keyif aldım, çok iyi dostluklar edindim. Birçok HP çalışanından daha çok şey bilir oldum. Özel hayatımda bile HP'nin avukatı oldum. İş yoğunluğu bezdirmedi beni, hep sevdim onlar için çalışmayı. Ama bugünlerde canım sıkkın, hepimizin canı sıkkın. Bu ilişkinin iş boyutu maalesef bitiyor, alınan global karar doğrultusunda HP'nin bölümleri tüm dünyada yeni seçilen ajanslarla çalışmak zorundalar. Bize de kurulan dostluğumuzu sürdürmek kalıyor. Bu dostluğa çok güveniyoruz, kolay kolay zarar görmeyeceğini biliyoruz:)

Bu hafta hep birlikte çok güzel bir akşam geçirdik, bizim için yaptırdıkları plaketi alırken gözlerimiz doldu...

Sevgili HP ailesi sizden çok şey öğrendik, birlikte çok keyifli çalıştık, hep birbirimizin yanındaydık, bundan sonra da öyle olacağız.

Sizi seviyoruz...



13 Ağustos 2009 Perşembe

Dijital Umut Hastanede




Bir yandan böbrek taşının ağrısı diğer yandan sosyal alemi takip etme sevdası...
Yaso bu fotoğrafı çekerken çok utandı ama Umut bu ağrıyla alemi izlediği için yüzü bile kızarmadı:)
Çok geçmiş olsun Umutcum! Sana hasta olmak hiç yakışmıyor:(

Umut'um Tez Vakit İyileş!

Umut kardeşimiz, canımız bugünlerde keyifsiz. Böbrek taşı döküyor.
Ağrılar içinde yine yanımızda, azimle çalışıyor.
Ağrılarından ve bu zorlu durumdan tez vakit kurtulması temenni ediyoruz.
Çoook geçmiş olsun.

Babasına İnat


Kem gözlerden sakınır...
Bizden Sarp'ını kaçırır...
Facebook sağolsun,
Kaynak hemencecik bulunur.

12 Ağustos 2009 Çarşamba

16 Yaşında Bir Genç


Canlı, heyecanlı, ilk günkü gibi motive, doğal, sevecen, amatör ruhlu...

Bol bebekli, bol köpekli, bol kedili...

Amazonların çoğunlukta olup erkeklerin geri planda tutulduğu...

Güzel insanların her gün güzellikler yarattığı...
Dünyamız!

Nice yıllara...

10 Ağustos 2009 Pazartesi

BMD Pikniği'ndeydik




Dün Eda, Gamze, Asya ve Dila olarak, 4. Geleneksel BMD (Bilişim Muhabirleri Derneği)Pikniği'ndeydik. Kemerburgaz'da çok güzel bir mekanda organize edilmişti. Pikniğin ilk saatlerine katılamamış olsak da, mekana vardığımızda yine de birçok gazeteci dostumuzla görüşme imkanı bulduk. Özellikle benim için uzun bir doğum arasından sonra güzel bir buluşma ortamı oldu. Çimlere yayıldık, Asya ve Dila ile balonlarla oynadık, bol bol da basına poz verdik. Dila'nın ilk kez çimlere oturma tecrübesi ve bundan dolayı duyduğu mutluluk görülmeye değerdi. Piknik alanındaki mini göletten gelen ve Asya'nın "benim yavrum, benim yavrum" dediği, minik balık yavrusunu evlat edinişi ise herkesin neşesine neşe kattı. Hatta dönüş yolu boyunca uyurken bile elinden bırakmadı bardağın içindeki yavruyu. Şimdi annesi kara kara bu yavru nasıl beslenecek diye düşünüyor :)

Kısacası bizler için keyifli bir Pazar günüydü, devamını bekliyoruz :)
Not: Fotoğraflar için maxihaber'den Aykut Bey'e çok teşekkürler...

Bu da Oldu!

Bugün bir arkadaşımız rahatsızlığını fotoğraf ile belgeledi.
Bunun tüm rahatsız olacaklara örnek teşkil etmesini önemle rica ediyoruz.
Tabi fotoğraflarda manipülasyon olup olmadığı kreatif ekip tarafından teşhis edildikten sonra işleme koyuluyor.
Bildirilir:)

Not: kim bu derseniz, yarın anlarsınız:)

4 Ağustos 2009 Salı

Yeni Tatil Arkadaşım RİNGO :)


Sizleri yeni tatil arkadaşımla tanıştırmak istedim :) Adı Ringo. Ne kadar yaramaz olduğunu anlatamam, sürekli evden kaçıyor ve gece gece denize giriyor. Patileriyle her yerimi çizdi ama onunla oyun oynamak çok zevkli. Ringo'yu vermeyi düşünüyorlar. Babamı ikna etmeye çalışıyorum, belki benim olabilir :)) Gaspiciğimle de arkadaş olurlar :)
Hepinizi çok özledim...

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Boncuğumuz Taylan'daki Son Gelişmeler

Taaloşumuz Cumartesi günü sünnet oldu. Bu mutlu aile tablosuna bakmayın, Taylan'ın canı acıdığı için başta annesi ve babası olmak üzere hepimizin canı acıdı. İlk 2 gün zor geçmesine rağmen gittikçe iyileşiyormuş güzeller güzeli... Tez zamanda iyileşip eski haline dönmesini istiyoruz. Çünkü ona ağlamak hiç yakışmıyor, baksanıza şu güzelliğe, şu boncukluğa, yüzlerce kere maşallah:)

Not: Cemal'in dediği gibi, Beren hala ne kadar erkekse, Taylan da bir kız kadar güzel:))