31 Temmuz 2009 Cuma
Bugünün Piştileri
Flaş, flaş, flaş... MPN'de günün olayı :)
Dün benzer bir durumu kıyafet yönetmeliği olarak açıklamıştık ancak hergün yönetmelik değişemeyeceğinden, izleyicilerimize doğruyu söylemekte fayda var. MPN'de bugünün piştileri Eda ve Gamze.
Kendilerine gösterdikleri uyum için teşekkür ediyor, listeye başka arkadaşları da almalarını bekliyoruz :)
Dün benzer bir durumu kıyafet yönetmeliği olarak açıklamıştık ancak hergün yönetmelik değişemeyeceğinden, izleyicilerimize doğruyu söylemekte fayda var. MPN'de bugünün piştileri Eda ve Gamze.
Kendilerine gösterdikleri uyum için teşekkür ediyor, listeye başka arkadaşları da almalarını bekliyoruz :)
Metrobüs 2- Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda
Dün 18:30 sularında Mecidiyeköy'den bindiğim Metrobüs Acıbadem'e bir durak kala arıza yaptı. Haliyle önce ne yapalım diye düşünen hepimiz arka arkaya durmakta olan metrobüs sayısı 16'ya ulaşınca (ben o kadar sayabildim, gerisi sonsuza uzanıyordu) yürümeye başladık. Bir o kadar da ters yönde bekleyen bir metrobüs treni vardı.
Şoförlerden birine, "İletişim için ne kullanıyorsunuz? Tek şeritli bir yolda nasıl haberleşiyor belediye?" diye sordum. "İletişim yok ki," dedi. "Telsiz de yok, başka birşey de..."
Simsiyah ve sıcak asfaltta kitleler halinde uzun uzun yürürken aklıma nedense hep aynı şarkının sözleri geliyordu. Beraber yürüdük biz bu yollarda...30 Temmuz 2009 Perşembe
Neslihan Burcuk tarafından rezerve edilmiştir!
Yeni Formalarımız
Gündem Galatasaray'ın formaları ile pek meşgul ama esas bizim yeni formalarımız görülmeye değer.
Beyaz ve cam göbeğinin müthiş uyumu, kırmızı ojeler ve de terlikler... Yeni kıyafet yönetmeliğimiz budur :)
Etiketler:
Burcu Kaptan,
Eda Torcu,
Galatasaray,
Kıyafet Yönetmeliği
28 Temmuz 2009 Salı
Annem burda olsun bana birşey olmaz
Bu reklam ilk çıktığı zamanlar sözlerini tam dinlememiştim, ama bir kere tamamını dinledikten sonra dağıldım. MPN Anneleri, siz de dağılıyor musunuz?
27 Temmuz 2009 Pazartesi
Nazlı Kilo Veriyor!
24 Temmuz 2009 Cuma
Eda Bana Akbil Almışşş:)
Bu ikinci akbil hediye alışım. Birincisi Ercan tarafından 'sana şu kadarcık birşey aldım' (Atasay tektaş yüzük reklamı) diyerek bana aldığı Akbil, diğeri Edoşumun bugün bana hediye ettiği maviş Akbil:)
Spora gittiğim günler Eda ile birlikte metroya her binişimizde ben ısrarla jeton gişesine yönelirken Eda ısrar kıyamet "Bende Akbil var gel" diyor, bir muharebe yaşıyorduk. Ben de hep "Akbil alacağım ama çok kuyruk oluyor" diyeli epey bir zaman oluyor. Bir keresinde üşenmeden bekledim ama ellerinde kalan renklerini beğenmediğim için almadım:)
Edoşum da bana sürpriz yapıp mavi bir tane almış:) Bu sefer kaybetmemek için anahtarlığıma taktım. Çok mutlu oldum. En kısa zamanda bilibilileyeceğim.
22 Temmuz 2009 Çarşamba
Amsterdam'ın Gece Hayatı
Günlerdir ne bir tweet, ne de friendfeed'de bir hareket. Elimize geçen bu fotoda herşey çok açık. Meğerse Umut sosyal medyayı bırakmış sosyalleşmeye karar vermiş. Umut ediyoruz döner.
Hep tırmanış halinde...
Nazuko, bu kız gördüğü her yere tırmanıyor, acaba ben senin küçüklük hikayelerini dinlerken çok dalga geçtim de başıma mı geldi?? :)
Burcu'nun Maceralarına Devam...
Asya kuzu dün sabah "Havuza gitmek icin para kazanmam lazım" diye, söylene söylene işe geldi, Dirseği ocakta yanınca "Bak dizim yara oldu" şeklinde tüm ofise gösterince biraz Burcu'nun başını döndürdü sanırım. Öğle yemeğinde Burcu'nun bir diyaloğunu aktarmak istiyorum...
Yer:Sevgi Rest.
Saat:12:30 suları
Burcu hesabını ödemek üzere kartını uzatır
-Ne yediniz kızım?
-Bakla, sütlaç
-Burcucum barbunya ve cacık yedin???
-Eee ne var, bunun da içinde dereotu var (barbunya'yı göstermektedir)
-Hayır canım o maydonoooos :PP
Burcu kuzuya sevgilerimle...
Yer:Sevgi Rest.
Saat:12:30 suları
Burcu hesabını ödemek üzere kartını uzatır
-Ne yediniz kızım?
-Bakla, sütlaç
-Burcucum barbunya ve cacık yedin???
-Eee ne var, bunun da içinde dereotu var (barbunya'yı göstermektedir)
-Hayır canım o maydonoooos :PP
Burcu kuzuya sevgilerimle...
21 Temmuz 2009 Salı
The Komik Adam Apo!
İşi gücü komiklik. Her zaman komik, her zaman muzur, her zaman neşeli. Apo Bey neşeniz ve enerjiniz hiç bitmesin!
İşte size bir örnek. Pzt. günü masamda bulduğum not. Bakıp bakıp hala gülüyorum:)
Marjinal Club 2 Yaşında!
Tam 2 yıl önce bugün ilk yazımızı yazmıştık. İlk günlerde ekibe hatırlatma mesajları gönderip, ısrar kıyamet yazı yazmalarını isterken ve haftada ancak bir yazıyı bloga koyabilirken şimdi hergün, bazen günde birden fazla yazıyı blogumuzda okur olduk.
Sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, bizi güldürenleri, ağlatanları, en özel haberlerimizi blogumuzla duyurduk birbirimize. En çok da eğlendik blog sayesinde. Sırf bloga koymak için fotoğraflar çektirdik, hikayeler uydurduk.
Acısıyla, tatlısıyla ve bol kahkahayla 2 yılı geride bıraktık. Bugün 38 yazarımız, 700'den fazla yazımız, yüzlerce takip edenimiz var. Marjinal blogunun oluşumuna destek verenlere, izleyenlere, beğenilerini dile getirip yüreklendirenlere sonsuz teşekkürler!
Nice yıllara Marjinal Club!
18 Temmuz 2009 Cumartesi
Rüya mı Desek Yoksa Kabus mu?
Dila büyümüş ve de arkadaşlarıyla birlikte tatile gidecek yaşa gelmiştir. Kendisi de bunu farketmiş olacak ki bir gün babasının yanına gelir ve de aralarında şu diyalog geçer :)
-Babacığım, ben bu yaz arkadaşlarımla tatile gitmek istiyorum. Gidebilir miyim?
-(O güne kadar sürdürdüğü modern ve çağdaş baba imajına toz kondurmamak adına...)
Tabii ki kızım. Kimlerle gideceksin?
-Berkecan, Muratcan, Ardacan, Emrecan
-(Kızının, bir kız arkadaşının da ismini zikretmesini sabırla bekleyen baba dayanamaz sorar.) Başka kızım, başka arkadaşın yok mu gelecek olan?
-Var babacığım var, Mustafacan :)
İşte bu aralar bizim beyin rüya alemi bunlarla meşgul, rüyanın devamında peşlerine takılıp gitmez umarım :)
-Babacığım, ben bu yaz arkadaşlarımla tatile gitmek istiyorum. Gidebilir miyim?
-(O güne kadar sürdürdüğü modern ve çağdaş baba imajına toz kondurmamak adına...)
Tabii ki kızım. Kimlerle gideceksin?
-Berkecan, Muratcan, Ardacan, Emrecan
-(Kızının, bir kız arkadaşının da ismini zikretmesini sabırla bekleyen baba dayanamaz sorar.) Başka kızım, başka arkadaşın yok mu gelecek olan?
-Var babacığım var, Mustafacan :)
İşte bu aralar bizim beyin rüya alemi bunlarla meşgul, rüyanın devamında peşlerine takılıp gitmez umarım :)
16 Temmuz 2009 Perşembe
14 Temmuz 2009 Salı
Farzedin Tayyar!
Etiketler:
doktor,
gaspar,
golden,
Sefer Yüksel,
Taylan Yüksel,
Tayyar
Dövme Çılgınlığı Şaşırtıyor
Son olarak Nazlı ve Sefer çifti, minyatür oğulları Taylan'a, Uzakdoğu gezileri esnasında, ünlü dövme ustası Cen Chen Vayhlo tasarımı ejderha dövmesi yaptırdılar. Oğullarını sünnet ettirmek için ülkemize uğrayan çift, sünnet sonrası boş kalan yerlere de farklı döğmeler yaptırarak, oğulları Taylan'ı bir sanat eserine dönüştürmek istediklerini belirttiler. (AP)
12 Temmuz 2009 Pazar
Tatil Sonrası Merhaba
Herkese Merhaba,
Tatil güzel, resimlerde saklı... Tatile çıkın, tatil iyidir. Sevgiyle...
Dolu dolu dokuz günlük aradan sonra şu anda yazmak istediklerimi toparlamaya çalışıyorum. Klavyeden uzak kalınca sanırım biraz tökezleme oluyormuş. :)
Cuma akşamı iş çıkışı yola koyulmak epey zor oldu diyemiyorum çünkü İstanbul'da kapattığım gözlerimi Bodrum'da açtım diyebilirim. Epey bir boyun ve sırt ağrısıyla açtım gözlerimi.
Bodrum'un serin sularına ve çılgın eğlenceli gecelerine akmayı hayal ederek gittiğim tatilden eğlence namına aradığımı bulamadım. Çünkü tatile iki afacanla gidince epey bir yorgunluk oluyor. Afacanları tanıtayım: Efe ve kuzeni Dilara... Afacanlardan vakit buldukça dinlendim elbette. 5 gecenin birinde ancak Bodrum'un çılgın gecelerine akabildik. Ancak benim yerime Marjinal PN gençleri olsaydı eminin Bodrum'un tadını çıkartabilirlerdi. (Onlar kendilerini biliyorlar! - Mohito ;)
Bundan 7 yıl önce gittiğim Bodrum'da devirdiğim şişelerin hattı hesabı yokken (şaka değil, gerçek! tekila şahittir!) şimdi anladım ki 30'undan sonra iş bitmiş yapı paydos misali içemediğimi ve gecelere akamadığımı farkettim. Çünkü Bodrum geceleri büsbütün show girl & show boy izleme geceleri olmus. "Yeni eğlence konsepti"nde kendimi yabancı hissettim. Eğlence anlayışı gerçekten değişmiş...
Neyse gece eğlence yerine gündüz afacanlarla ilgilenme onları hoş tutma ve içki yerine ayran, meyva suyu vb... içmeye adadım kendimi:) Bol bol otel aktivitesine katılıp gündüzelere aktık ne yapalım!
Efe canım MiniClub'da gösterdiği üstün çabalarıyla 2 sertifika kazandı. Kadir de voleybol maçlarından kazandığı bir madalya ile yetindi ama sportmenliği ile Rixos Erkeğine adaydı gerçekten:)) Efe, Madalya dahil odulleri icin her defasında sahneye çıkarak kendi aldı ödüllerini. Çok gurur vericiydi.
Yine uzun ve yorucu araba yolculuğundan sonra annemlerin yanına dönerek "kalabalık aile" saadetimize kaldığımız yerden devam ettik.
Tatilin hüsran sonu ise Efe ile kısa da olsa ayrılış anımız oldu. Sımsıkı sarılarak ayrıldık birbirimizden. Ve ben hâla onu yazlıkta bırakıp dönerken usulca ve sessizce iki derin gözyaşı damlası döktüm... Neyse ki Cumaları yeniden buluşuyoruz... (yarın birşeyim kalmaz)
Tatil güzel, resimlerde saklı... Tatile çıkın, tatil iyidir. Sevgiyle...
Not: Asuman hncim, tatil paylaşımlarımla sıramı savdım sanırım;)
10 Temmuz 2009 Cuma
Cuma günü bu saatte olur böyle şeyler:)
Az önce koptuğum diyaloğu paylaşmak istiyorum.
Feyza telefonla birisi arar ve der ki:
"Merhaba ben Marjinal...afedersiniz" Hehehehahahaohohohöhöh:)
Karşı taraftaki bir an ne düşündü acaba? Gözünün önüne çılgın bir tip gelmiştir. Oysa bakın bizim kızın şekerliğine:)
Etiketler:
dumur anı,
Feyza Elvanoğlu,
komiklik,
şakalar
8 Temmuz 2009 Çarşamba
MPN Öğle Kaçamağı:)
Pub Avni'de bir öğle arası
Barda içkisiz geçen bir saat
Tadı tuzu yerinde yemekler
Mert'in şok haberleri
Umut'un melek yüzlü bir şeytan olduğunun kanıtları
Laflamaca, gülmece, yemece, içmece...
Beyaz Gömleğin İçindeki Ben
Uykusuzluktan mı bu karmaşa… Aman allahım aklımı koru sen, koruyacağın çok şey var biliyorum ama sen korunacaklar arasına aklımı da almayı unutma. Karıncaları kim asmış çarmıha! Suçları ne olabilir ki çalışmaktan ve İsa'yı sevmekten başka. Mor ineğe gelinliği giydirip timsahla evlenmeye zorlayan öküz kim. Yuvasından düşmüş manda yavrusu çıkabilecek mi bir daha yuvasına. Kartal gelincikte yatıya kalmış çocuklarından habersiz, kutsallığı elinden alınmış. Balıklar kızgın güneşin karşısında yatmaktan ne zevk alırlar anlamıyorum. Yazılan çizilenlerden bi haberler anlaşılan bu kılçıklılar... Beyaz donuyla havuza giren gergedanın gerginliği nedendir? Ağac dallarında ne işimiz var anlamadım. Üzerinde uyuyabileceğim bi dal bulmalıyım.
Kadınlar ve erkekler için hızlandırılmış kurs programları!
Kuzenimden gelen komik bir e-posta:) Üşenmiyorum, olduğu gibi aktarıyorum (Edit edip formata uyarladıktan sonra tabii. Meslek deformasyonu:))
Kadınlar için: Katılım serbest (sarışınlar bile katılabilir)
1. Alışveriş yapmadan hayatta kalma yöntemleri.
2. Hamam böceği bir insanı yutabilir mi?
3. Karar verme teknikleri. ne giyeceğine karar verme üzerine uygulama.
4. Direksiyonu hiç döndürmeden ileri gidip tekrar geri gelindiğinde araba
bıkıp usanıp da düzgün park eder mi?
5. Annesinin yaptığı böreği yemek ile eşine ihanet arasındaki kavramsal
farklar.
6. Telefonda kısa konuşma teknikleri
7. 12 çiftten daha az ayakkabı ile hayatta kalma teknikleri
8. Paket paket diyet bisküvi yiyerek neden kilo verilmez?
9. Ocakta bırakılıp gidilen tencerenin neden bir süre sonra dibi tutar?
10. Duble hamburgerin yanında içilen kolanın diyet olup olmaması neden
önemli değildir?
11. Bellek geliştirme teknikleri. cep telefonu pin kodu nasıl akılda
tutulur?
12. Karmaşık teknoloji ürünlerini kullanabilme. cep telefonunda numara
kaydetme üzerine uygulama. televizyon kumandasında kanal kaydetme üzerine
alıştırma.
13. Final maçının oynandığı saatte beşinci tekrar oynayan diziyi seyretmemek
bir şey kaybettirir mi?
14. Kredi kartıyla satın alma ve bedava alma arasındaki farklar. kredi kartı
borcunu kim öder?
15. Hiçbir zaman giyilmeyecek bir pantolonu indirimde yarı fiyatına almakla
kim kâr eder?
Erkekler için:
Önemli not: Sınıfların içeriği son derece karmaşık ve zor olduğu için her birine en fazla 8 kişi kabul edilecektir.
1. Buz kalıbına nasıl su doldurulur? (Adım adım slaytla açıklama)
2. Tuvalet kağıdı rulosu takıldığı yerde kendini yeniler mi? (Yuvarlak masa tartışması)
3. Klozet kapağını kaldırıp duvara ve su borusuna sıçratmadan işemek mümkün mü? (Grup çalışması)
4. Kirli sepetiyle yerdeki halı/döşeme arasındaki temel farklar (Resim ve grafiklerle açıklama)
5. Tabak-çanak, yemekten sonra kendi kendine lavaboya veya bulaşık makinesine uçarak gidebilir mi? (Video ile açıklama)
6. Kimlik kaybı: Uzaktan kumandayı bir parçanız olmaktan kurtarmak. (Destek hattı ve yardımlaşma grupları)
7. Aranan şeyleri bulmayı öğrenmek, höykürerek evin altını üstüne getirmek yerine doğru yere bakarak başlamayı öğrenmek. (Açık forum)
8. Eşinize çiçek getirmek sağlınıza zararlı değildir. (Grafik ve ses kaydıyla açıklama)
9. Normal insanlar kaybolduklarında yolu sorarlar. (Gerçek yaşam itirafları)
10. Kadın park etmeye çalışırken sessizce oturmak genetik açıdan imkânsız mı? (Araba kullanma simülasyonu)
11. Hayat dersler: Anne ve eş arasındaki temel farklar. (Sınıfta canlandırma)
12. Nasıl ideal bir ‘alışveriş arkadaşı’ olunur? (Gevşeme, nefes egzersizleri, meditasyon ve nefes alma teknikleri)
13. Bunamayla nasıl savaşılır? Doğum günleri, yıldönümleri ve diğer önemli günler unutulduğunda nasıl özür dilenir? (Beyin şoku ve gerekirse operasyon)
Aktaranın notu: ahahaaaaa!
Kadınlar için: Katılım serbest (sarışınlar bile katılabilir)
1. Alışveriş yapmadan hayatta kalma yöntemleri.
2. Hamam böceği bir insanı yutabilir mi?
3. Karar verme teknikleri. ne giyeceğine karar verme üzerine uygulama.
4. Direksiyonu hiç döndürmeden ileri gidip tekrar geri gelindiğinde araba
bıkıp usanıp da düzgün park eder mi?
5. Annesinin yaptığı böreği yemek ile eşine ihanet arasındaki kavramsal
farklar.
6. Telefonda kısa konuşma teknikleri
7. 12 çiftten daha az ayakkabı ile hayatta kalma teknikleri
8. Paket paket diyet bisküvi yiyerek neden kilo verilmez?
9. Ocakta bırakılıp gidilen tencerenin neden bir süre sonra dibi tutar?
10. Duble hamburgerin yanında içilen kolanın diyet olup olmaması neden
önemli değildir?
11. Bellek geliştirme teknikleri. cep telefonu pin kodu nasıl akılda
tutulur?
12. Karmaşık teknoloji ürünlerini kullanabilme. cep telefonunda numara
kaydetme üzerine uygulama. televizyon kumandasında kanal kaydetme üzerine
alıştırma.
13. Final maçının oynandığı saatte beşinci tekrar oynayan diziyi seyretmemek
bir şey kaybettirir mi?
14. Kredi kartıyla satın alma ve bedava alma arasındaki farklar. kredi kartı
borcunu kim öder?
15. Hiçbir zaman giyilmeyecek bir pantolonu indirimde yarı fiyatına almakla
kim kâr eder?
Erkekler için:
Önemli not: Sınıfların içeriği son derece karmaşık ve zor olduğu için her birine en fazla 8 kişi kabul edilecektir.
1. Buz kalıbına nasıl su doldurulur? (Adım adım slaytla açıklama)
2. Tuvalet kağıdı rulosu takıldığı yerde kendini yeniler mi? (Yuvarlak masa tartışması)
3. Klozet kapağını kaldırıp duvara ve su borusuna sıçratmadan işemek mümkün mü? (Grup çalışması)
4. Kirli sepetiyle yerdeki halı/döşeme arasındaki temel farklar (Resim ve grafiklerle açıklama)
5. Tabak-çanak, yemekten sonra kendi kendine lavaboya veya bulaşık makinesine uçarak gidebilir mi? (Video ile açıklama)
6. Kimlik kaybı: Uzaktan kumandayı bir parçanız olmaktan kurtarmak. (Destek hattı ve yardımlaşma grupları)
7. Aranan şeyleri bulmayı öğrenmek, höykürerek evin altını üstüne getirmek yerine doğru yere bakarak başlamayı öğrenmek. (Açık forum)
8. Eşinize çiçek getirmek sağlınıza zararlı değildir. (Grafik ve ses kaydıyla açıklama)
9. Normal insanlar kaybolduklarında yolu sorarlar. (Gerçek yaşam itirafları)
10. Kadın park etmeye çalışırken sessizce oturmak genetik açıdan imkânsız mı? (Araba kullanma simülasyonu)
11. Hayat dersler: Anne ve eş arasındaki temel farklar. (Sınıfta canlandırma)
12. Nasıl ideal bir ‘alışveriş arkadaşı’ olunur? (Gevşeme, nefes egzersizleri, meditasyon ve nefes alma teknikleri)
13. Bunamayla nasıl savaşılır? Doğum günleri, yıldönümleri ve diğer önemli günler unutulduğunda nasıl özür dilenir? (Beyin şoku ve gerekirse operasyon)
Aktaranın notu: ahahaaaaa!
7 Temmuz 2009 Salı
Ah Akılsızlar Ah!
Metrobüs neyin nesiymiş dedim bir kez binme gafletinde bulundum. Aysun Hn'ı dinlemeliydim. Öyle ulu orta bineceğin bir otobüs değil o. Stratejik olman, hazırlanman lazım demişti. Ben de gülmüştüm. İstanbul'da yaşamak zaten stratejik olmayı gerektiriyor vız gelir dedim. Öyle kolay değilmiş meğer. Normal trafiğin tersi yönünde akan İngiliz vari otobüslerde insan kaynıyor. Oturmak ne mümkün hadi neyse ama binmek de mümkün değil. Poster gibi kalakalıyorsunuz durakta. Devamı geliyor ama insan seli de hiç bitmiyor. Bunun için mi aylarca bekledik ve o rezil köprü trafiğini çektik diyorum içimden. Binmesi bir dert inmesi de. Beni en çok üzen engelli vatandaşların hiç binemeyecek olması. Yolun ortasına yapılan neredeyse her biri 500 metre (abartıyorum) olan ve engelli çıkışı olmayan duraklar. Bu arada otobüs engelliler için uygun şartları sağlıyor (bu ne yaman çelişki) Bitmek bilmeyen ve malesef engelli inişi çıkışı olmayan üstgeçitler. Kazara bileğimi incitsem ben de kullanamam. Yani bu devirde bu duyarsızlık insana pes doğrusu dedirtiyor. Yazık paralara, çekilen sıkıntılara! Yazıklar olsun bunu yapanlara!
6 Temmuz 2009 Pazartesi
4 Temmuz 2009 Cumartesi
3 Temmuz 2009 Cuma
2 Temmuz 2009 Perşembe
Yuvaya Dönüş:)
Ne çok şey sığdı geçen 6 ve öncesinde yaşanan 9 aya. Ne mutluluklar, heyecanlar, meraklar, telaşlar, evhamlar, stresler, koşturmalar, uykusuzluklar ve ey aziz hormonlar... Şimdi hiçbirşey olmamış gibi kaldığım yerden devam. Değişen şey evimde beni bekleyen neşe pınarım, yaşam sevincim:) Taylansız zaman geçirmek zor. Bu süreçte yanımda olan herkese çok teşekkürler. Yaso'nun telkinlerine, Serpil'in nasihatlerine, Asuman Hn'ın anlayışına, Apo bey ve Osman Baba'nın balıketi halimi çok sevip hergün kilolarımla ilgili olumlu yorumlarına:) Herkese çok teşekkürler. Yuvaya döndüm:)
Taylan'la bugünden bir foto:)
Taylan'la bugünden bir foto:)
Her 2 Temmuz'da Yüreğimiz Yanar!
Bundan tam 16 yıl önce... Vahşet, yobazlık ve gözünü kan bürümüşlük kırmızı alevlerini saçtı güzel ülkemin üzerine...
Bundan tam 16 yıl önce... Madımak Oteli, karanlığı aydınlatmak için yanan bedenlerin simgesi olarak yerleşti belleğimize...
İnsan demeye dilimin varmadıkları, dostluktan, kardeşlikten, dinden ve imandan nasibi almamış, alamamış tam 20 bin kişi Madımak Oteli'nde konaklayan 86 kişiye savaş açtı.
O gün gün daha öğle saatlerine varmadan kızıllara büründü. O gün gece, simsiyah dumanlarla günün orta yerinde üzerimizi örttü.
Ve 35 kişi, yanarak öldü...
Yakamadıklarını linç etmeye kalkıştılar. Aziz Nesin ellerinden zor kurtuldu.
Ama bir şeyi hesaba katamadılar...
O gün ölen 35 aydın dünyaya gözlerini babasız açan çocuklarıyla, annesiz büyüyen evlatlarıyla, geride bıraktıkları yazı ve şarkılarıyla, o günü asla unutmayacak yaşıtlarıyla ve çocukken izledikleri katliama büyürken lanet okuyanlarla her 2 Temmuz'da yeniden doğuyorlar!
Hepsinin mekânı cennet olsun!
Bundan tam 16 yıl önce... Madımak Oteli, karanlığı aydınlatmak için yanan bedenlerin simgesi olarak yerleşti belleğimize...
İnsan demeye dilimin varmadıkları, dostluktan, kardeşlikten, dinden ve imandan nasibi almamış, alamamış tam 20 bin kişi Madımak Oteli'nde konaklayan 86 kişiye savaş açtı.
O gün gün daha öğle saatlerine varmadan kızıllara büründü. O gün gece, simsiyah dumanlarla günün orta yerinde üzerimizi örttü.
Ve 35 kişi, yanarak öldü...
Yakamadıklarını linç etmeye kalkıştılar. Aziz Nesin ellerinden zor kurtuldu.
Ama bir şeyi hesaba katamadılar...
O gün ölen 35 aydın dünyaya gözlerini babasız açan çocuklarıyla, annesiz büyüyen evlatlarıyla, geride bıraktıkları yazı ve şarkılarıyla, o günü asla unutmayacak yaşıtlarıyla ve çocukken izledikleri katliama büyürken lanet okuyanlarla her 2 Temmuz'da yeniden doğuyorlar!
Hepsinin mekânı cennet olsun!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)