Tarih Vakfı'nın etkinlikleri için bir çok defa Darphane-i Amire'ye gitme şansı bulmuştum. Biliyorsunuz Topkapı Sarayı'nın eşsiz bir atmosferi var. Ben her gittiğimde içim bir tuhaf oluyor nedense. Eskiden orada yaşayan insanları düşünüyorum, bir an için kendimi onların yerine koyuyorum ve tarihi yaşıyorum. Bir çok yerini gezdim ama o kadar büyük ki herhalde daha göreceğim yerleri vardır. Aslında tarihi yerlere gitmek beni çok mutlu ediyor; tarihini bilmek, araştırmak, keşfetmek, yeni yerler bulmak ya da yeni bir tarihi eser... Ne yalan söyliyeyim hayatını bu şekilde arkeolojiye vermiş insanlara imreniyorum. Gel gör ki İstanbul gibi bir yerde kendi tarihini bilmek bile ayrı bir lüks. Neden mi? Bundan bir kaç ay önce müze ve tarihi yerleri gezmek için bir gün belirledik. Soluğu Sultanahmet'te aldık tabii. Amacım oradaki yerleri görmek, fotoğraf çekmek ve hemen oradan başka bir yeri görmeye gitmekti. Topkapı Sarayı'nın gişesine yaklaştım arkadaşlarımla, bilet almak istediğimi söyledim. Gayet güler yüzlü bir amca "tabii" dedi, "kişi başı 20 yt"l!!! Aslında önce normal geldi, diğer girişlerinin de fiyatını öğrendiğimde şok oldum. Türk insanı olarak eğer sadece Sultanahmet'teki yerleri görmek istiyorsanız en az 100 ytl! (yeme içme hariç) Herkes gibi ben de sinirlendim ve hiçbirine girmedim. Sonra Dolmabahçe Sarayı'na, Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşadığı o muhteşem yere gitmeye koyulduk. Ben hayal kurmaya başlamıştım bile, nedense heyecanlıydım. Yüce Önder Atatürk'ün yaşadığı, o eşyalara dokunduğu yere ben de gidecektim ve ben de dokunacaktım. Bahçesinde o kadar sıra vardı ki çok şaşırdım ve sevindim. Sırayı geçtikten sonra gişeye geldik. Tabeladaki fiyatları görmeniz gerekirdi! Her yer için ayrı para istiyorlar; yok haremlik, yok selamlık, yok bilmem ne... O kadar sinirlendim ki bir görevli çıksa oracıkta haşlardım. Kendi kültürümüzü bile öğrenmemizi istemiyorlar anlaşılan. Biri birşey sorsa, orası neresi diyecek hale gelmişiz, yazık. Umarım birileri bu durumu fark eder.
Madem Darphane-i Amireyle başladım yazıya, onunla bitireyim. Daha önce Tarih Vakfı’nın bir etkiliğinde çektiğim fotoğrafları sizinle paylaşmak istiyorum. Çok şeker ve sıcak kanlı bir kedi. Ne zaman gitsem hep o avluda dolaşır. Umarım Darphane-i Amire’nin yeni sahipleri başka şeyleri çıkardığı gibi bu kedileri de oradan çıkarmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder