28 Kasım 2007 Çarşamba

Pazartesi Sunumları 2: e-dönüşüm

Pazartesi günü sunumunu bu hafta Eray yaptı. Bizler için seçtiği konu e-dönüşümdü. Türkiye'nin 2010 yılı için koyduğu e-dönüşüm hedefi konusunda ne aşamda olduğunu, şimdiye kadar neler yapıldığını, bundan sonra daha nelerin yapılması gerektiğini anlattı bizlerle. Tabii bunların yanında e-devlet uygulamaları ile hayatımızda nelerin kolaylaşacağını, e-devlet uygulamalarının ekonomiye ve istihdama etkilerini de öğrenmiş olduk.
Gelişmiş devletler hızlı bir şekilde elektronikleşmeye başlıyor. Herşey dijital ortama taşınıyor. Türkiye'nin de bu konuyu ciddiye alması ve bu yolda önemli adımlar atıyor olması gerçekten güzel.

Nokia Shop İstinye Park'da



İstinye Park en çoşkulu gününü Nokia Shop açılışında yaşadı :)

27 Kasım 2007 Salı

Çağrı

Uzun zamandır hazırlıkları yapılan Sertab Erener-Fahir Atakoğlu konseri dün gece Lütfi Kırdar'da gerçekleşti. Türk Eğitim Derneği'nin 80. yıl kutlama etkinliklerinin ilki olan konseri 1900'ün üzerinde kişi izledi. Halit Ergenç'in gönüllü olarak sunuculuğunu üstlendiği gecede Dernek Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu'nun yaptığı konuşma izleyenlerin coşkulu alkışlarıyla karşılandı. Hatta ekibimizden bir arkadaşımız, bu konuşma üzerine "Ne kadar güzel konuştu! Askere gidin dese giderim!" dedi... Askerden yeni dönmüş olmasına rağmen... Konuşma ve sunumdan sonra sahne alan Sertab Erener ve Fahir Atakoğlu, güzel müzikleriyle gecenin rengi oldu.
İşin bilgilendirme kısmını yaptıktan sonra gelelim benim için anlam ve önemine... :)
Bilenler bilir, ben TED'liyim, yani Ankara Kolejli. Dün gece bu konser vesilesiyle Ankara'dan gelen grubunun içinde eski öğretmenlerimin olması beni çok duygulandırdı ve sevindirdi. Fuayede beklerken onları uzun uzun, dolu gözlerle izledim... Ne çok şey değişmiş, hem ne çok şey de aynı kalmış! Aynı sıcaklık, aynı gülen gözler, aynı ruh!
Bir ufak not daha... 80. yıl etkinliklerinin sloganı nacizane benim önerimdi. :) Koskoca Lütfi Kırdar'ın her tarafında bu sloganı görmek, tüm konuşmalarda bu sloganı duymak benim için ayrı bir gurur oldu.
Çağrımız herkese: "Eğitim İçin El Ele, Tek Yürek, Tek Meşale!"

23 Kasım 2007 Cuma

bi kimse/hiç kimse/iç yazışma

... bak yarım saat oldu ne diyeceğimi bilemeden senin ve kimsenin göremediği gibi bakıyorum, neye bakıyorum, onu da anlamıyorum. Bakmam gerekli mi, gerekli ise bakayım mı? Bakmamın "hiç" kimseyi "bi" kimse yapacağını birileri söylesin bana, ben sürekli bakayım. "Hiç" kimseler "bi" kimseler olsun ve ortalık "bi" kimselerle dolsun.

Kısa

yüzyılımızın acısı kadar
mutluluğu da kısa sürüyor

mutluluğun resminin yapılamamasına
sebep

22 Kasım 2007 Perşembe

Konsept Baba


Salı günü Swiss Otel'de Leadcom'un lansman toplantısı vardı. Yaklaşık 7 yıldır Türkiye'de olmasına rağmen basınla ve geniş bir müşteri kitlesiyle ilk defa buluşan Leadcom, başarılı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Kısa sürede geliştirdiği fikirlerle ortama renk veren isim ise tüm etkinliklerimizde olduğu gibi yine Osman Baba'ydı.
Osman Baba... Konsept Baba... :)

21 Kasım 2007 Çarşamba

Çok Teşekkürler:)


Muhteşem ve rengarenk canavarların partisinde olan tüm Marjinallilere teşekkürler:)
Handan hanım, Sebiha, Yasemin, Serpil, Eray ve Senem için en kısa zamanda tekrarlayacağız.

26 OCAK Büyük Gün!

Duyduk duymadık demeyin!
26 Ocak'ta Şişli Evlendirme Dairesi'nde evleniyorum.
Saat 16:00, Maçka Parkı Karşısı.
Şimdiden herkes takvimine işlesin:)))
Nikaha gelmeyenin işini, evlilik dönüşü yapmayacağım ona göre:P

20 Kasım 2007 Salı

Serpilimiz Ameliyat Oldu!

Eyyy Marjinal ahalisi, duydunuz mu? Serpilimiz dün ameliyat oldu:(
Dün akşam ameliyat sonrası sesi fıstık gibiydi. Eminiz en kısa sürede tüm çektiklerinden kurtulacak.
Geçmiş olsun Serpil.

19 Kasım 2007 Pazartesi

Pazartesi Sunumları 1: Blogumuz

Bizim ofiste her pazartesi günü, genel toplantıdan önce sunum yapılır. Her hafta farklı birisi tarafından yapılır bu sunum. İsteyen okuduğu kitabı anlatır, isteyen gördüğü bir yeri. İsteyen çektiği fotoğrafların sunumunu yapar, isteyen gözlemlerini paylaşır tüm Marjinal ekibiyle.
Bundan sonra ben, her pazartesi günü gerçekleşen bu sunumların fotoğrafını çekip, sizlerle paylaşacağım ve bu paylaşım olayına bugünün sunumu ile başlayacağım.

Bugünkü sunumu, blogumuzun annesi Leylan Hanım yaptı. 4 ayda blogda "neler olmuş?", "kim kaç blog yazmış?", "kaç kişi ziyaret etmiş", "bu ziyaretçiler nereden gelmiş, nerelere gitmiş?" ve bunlar gibi daha birçok sorunun cevabını verdi bizlere.

Ayrıca blogun ve blogerlığın anlamını gerçekten kavrayan ve blog üzerinden bütün ekiple iletişim kurarak, güzel haberi buradan veren Yasemin de, Burcu'dan sonra blog üzerinden ödül kazanan ikinci arkadaşımız oldu. Güzel ve eğlenceli bir sunumdu bence.

Blogumuzla ilgili aldığımız istatislikler gerçekten mutluluk verici. Hızla artan bir arşivimiz ve sıkı takipçilerimiz var. Kim bilir, biraz da büyüdükten sonra, dünyada (Türkiye'de henüz yapılmadı) örneklerini gördüğümüz gibi biz de belki şirket blogçuluğu üzerine bir kitap yayınlarız. Ya da arşivimizi bir kitapta toplarız. Yapabiliriz böyle birşey. Güzel olabilir. Tabii çok çalışmamız lazım...