18 Eylül 2015 Cuma

LOUİS WAİN-MUTLU ETMEK İÇİN KEDİLERİ RESMETMEK


Yaşadığımız bu zamanların zor olduğunu kimse inkar edemez. 21.yyda yaşamamıza ve her şeye daha kolay ulaşmamıza rağmen belki de bizim için gerçekten değerli olan her şeyi farkında olmadan yaşıyoruz. Hemen herkesin şehir hayatının yoğunluğu içerisinde kaçmak kurtulmak istediği bir hayat var. Kiminle konuşssanız nereye gitseniz hep bir memnuniyetsizlik hakim bu zamanda. 2000 ‘li yıllar hayatımızdan çok şey götürürken çok kolaylıkları da beraberinde getirdi kuşkusuz. Oysa ki 1.Dünya şavasının patlak verdiği zamanlarda bir çok insan için hayat sadece hayatta kalma mücadelesiydi. Yoksuluk şavaşmaktan yorulan insanların yaşadığı mutsuzluk insanların birbirlerine daha sıkı sarılmalarına ve  sanata yönelmelerine neden olmuştur. Bu dönemde belki de kendine has eserler veren tek kişiydi Louis Wain .Louis wain 1860-1939 yılları arasında yaşamıştır. Aslen İngiliz olan Ressam yaptığı kedi resimleriyle fark yaratmıştır.

Louis Wain çok sevdiği eşinin kansere yakalanmasıyla  eşini eğlendirmek için kendi kedilerini resmetmeye başlamıştır. Evde yaşayan kedilerin birbirinden ilginç hallerini resmeden ressam için eşinin hayatındaki önemi çok büyüktür. Kedilerin birbirinden ilginç hallerini resmetmesi Wain eşinin son zamanlarında onun için büyük bir moral kaynağı olmuştur. Wain’nın tüm çabalarına rağmen eşi kısa süre sonra vefat etmiştir. Eşinin vefatından sonra tüm hayat enerjisini kaybeden Wain için sıkıntılı günler başlamıştır. 1914’te 1.Dünya savaşınında patlak vermesiyle. Psikoloji alt üst olan Wain’a 57 yaşında şizofreni  teşhisi koyulmuştur. 57 yaşından sonra gelen bu hastalıkla Wain  biribirinden güzel eserler resmetmeye başlar. Victoria dönemi İngiltere’sinde Wain çizimlerine olan ilgide  popüler bir artış olur. Çizmiş olduğu muhteşem kartpostallar  insanların çok ilgisini çeker.

 Tuhaf davranışlarından dolayı yoksulların barındırıldığı bir akıl hastanesine yatırılır Wain. Başbakan Ramsey MacDonald Wain’in şartlarını daha da güzelleştirecek bir fon açarak ona sanat hayatı ve geçimi için destek olur. Ve çalışmalarının mükemme lçizgileri bundan sonra başlar. Onun desteği sayesinde resimlerini ve adını daha çok duyuran Wain bu dönemin en önemli ressamlarından biri haline gelir.  Hatalığı öncesi eserlerinde insanlardan esinlenen neşeli, eğlenceli kediler yapan Wain rahatsızlığından sonra kendi iç dünyasını anlatan renkli ,hayal alemi yansıtan kediler çizmeye başlamıştır.İl dönem yaptığı kedilere kıyasla son zamanlarında çalıştığı kedilerin yüzlerinde daha asi ve korkulu tavırlara rastlanır.

Herbert George Wells kendisini şöyle yorumlamıştır; “O, kedileri kendisinin kılmış. Bir kedi tarzı, kedilerden oluşan bir toplum, bir dünya yaratmış. O kadar ki, Louis Wain’in kedilerine benzemeyen ve onlar gibi yaşamayan İngiliz kedileri kendilerinden utanır olmuşlar. Ressamın sadece kediler üzerine çalışması esine olan özlemini ve iç dünyasını kediler üzerinden anlatmasıdır. Lois Wain resimlerini inceleyen herkes kedilerin yüzlerindeki tedirginliği korkuyu ve hayatta karşı olan alaycı tavrını net olarak hissedebilir. 60ların sonunda Wain tarafından başlatılan bu akım İngiltere ve Avrupa dışına çıkarak. Dünyanın öbür ucu olan Avusturalya’da sergilenmiştir.

Bir sevgi düşünün ki hayat sadece onun sevdiklerinden ibaret. Zoraki şartlar nedeniyle heba olmuş bir hayat ,yoksulluk  şavaş  kayıplar ve kötü koşullar .İnsanın içinde bulunduğu depresif halden çıkmak için sanatın ve edebiyatın bir alanına yönelmeye mecbur bırakıyor. Bu aslında içten gelen bir istek . Çünkü sanat insanın içindekini dışarı çıkarmasına yardımcı oluyor. Sayesinde ortaya çıkan bu muhteşem aynı zamanda insanı hüzünlendiren bu   eserler Louis Wain  için ne  kadar gerçekse bizim için o kadar hayal.




4 Eylül 2015 Cuma

Sürprizlerle dolu bir dost: Dali Events

Övünmek gibi olmasın, bize çok çiçek gelir.
İrili ufaklı, mis kokulu, rengarenk, teşekkür dolu, özlem dolu, tebrik dolu...
Yalnız bu seferki biraz çıtayı yükseltti. 

Sadece bir çiçek değil, saksı içinde bir Marjinal hikayesi yazan Dali Events'e kucak dolusu sevgilerimiz ve bu muhteşem sürprizleri için teşekkürlerimizle...

Ve karşınızda, Gasparı, kedisi, bilgisayarı, hamağı ile... bir saksı Marjinal!  


2 Eylül 2015 Çarşamba

Benim Gözümle Marjinal Porter Novelli






        Marjinal, 22 yıldır aktif olan bir iletişim ajansı. Ben de ODTÜ İktisat’ta 3. yılını geçirecek bir öğrenciyim. Peki bir ajansla bir yarım iktisatçının yolları nasıl kesişti dersiniz? Aslına bakarsanız, çocukluğumda reklamları hep dikkatle izleyip kendimce hangi reklamı en çok beğendiğime karar verirdim. Bu konunun üzerine düşündükçe meydya dünyasının farklılığına inanmaya başlamıştım. Hayatımda hiçbir ajansın önünden de geçmemiştim ve bir ajansta çalışan tanıdığım da yoktu. Bu süreç kafamın bir köşesinde merak ettiklerimle beraber durmaya devam etti...

       Bir gün Marjinal PN ajansının başkanı Asuman Bayrak’la tanıştım. Kendisini çok sevmemin yanı sıra, sohbet ettikçe aramızdaki bir benzerlik ortaya çıkmıştı. O da yıllarca finans sektöründe çalışıp daha sonra kendi ajansını kurmuştu. Benim için zihnimde ampulün yandığı an bu benzerliği anladığım andı! Aynı yaz iki staj yapmaya karar vermiştim; biri finansal danışmanlık firması ve diğeri de bir iletişim ajansıydı! Asuman Hanım’a da bu konuyu açınca kendimi Marjinal’de buldum J Benim gibi kedi ve köpekle bu kadar yakın iletişim kurma imkanı olmamış ve hafif de ürkek diyebileceğiniz biri için buradaki atmosfer bambaşkaydı; burası Hayvan Dostu Şirketti! 2 köpek ve sayabildiğim kadarıyla 10 civarı kediyle uzun zamandır merak ettiğin ajans dünyasına hoşgeldin Özge!

      Birçok bölüm arkadaşım ekonomiyle ajansı zihinlerinde yan yana getirmekte zorlandı ve bana “neden?” diye sordular. Aslında burada olma amacım küçüklük meraklarımı gidermek ve farklı bir tecrübe edinmekti. Sıradan bir ajans olmadığını Asuman Hanım’ı tanıdığım kadarıyla tahmin ediyordum ama içindeki insanlar sıcaklığı, kedilerin hareketliliği ve köpeklerin dostluğu bana çok keyifli bir tecrübe sunmuştu. Gerek medya gerek müşteri olsun çok farklı konularda çalışma fırsatı buldum. Buraya gelen her stajyere ilgi alanı doğrultusunda sunum yaptırılması fikrine da hayran olduğumu eklemeliyim.

      Burada şirket ruhu var diyebilirim, anca beraber kanca beraber! Her öğle yemeğimizi hep beraber yedik. Doğum günü kutlamak için biraraya da geldik, arkadaşlarımızın ofiste yaptıkları müziği dinlemeye de. Ve kesinlikle size ofiste mola verdiğinizde yavru bir kediyi sevebilmenin mutluluğunu da tatmanızı tavsiye ederim! Tek söyleyebileceğim, insana bu kadar saygı duyan özgür bir şirketin kolay bulunmadığıdır. Ben burada kendime farklı dünyalar açtığımı düşünüyorum. Yeni insanlar tanımak, samimiyetle çalışmak ve özellikle benim için hayvanlarla bu kadar içli dışlı olabilmek son derece keyifliydi!

      Beni aranıza aldığınız ve bu güzel tecrübeleri edinmemi sağladığınız için başta bana bu fırsatı veren sevgili Asuman Hanım ve benimle yakından ilgilinen sevgili Serpil Hanım olmak üzere tüm MPN ailesine çok teşekkür ederim J  Tekrar görüşeceğimize yürekten inanıyorum, hepiniz tek tek iyi ki varsınız!

                                                               Özge ÖNCEL