Maraton günü yollar kapalı olacağı için Altunizade köprü girişinden yapılacak start ile kalabalığa karışmaya karar verdik. Önce Japon Yılı olması nedeniyle bir Japon davulu karşıladı bizi. Bir kızcağız yürürken ritm tutsun diye çalıyordu ama maratona katılanların ritmle pek alakası yoktu dediğim gibi.
Sabah erken dememişler, çoluk-çocuk var dememişler neredeyse duyan gelmiş durumu olmuş zaten... Kimisi ailesi ile gelmiş, kimisi kalabalık bir arkadaş gurubuyla, kimisi dantelini, kimisi pankartını almış protestosuyla, kimisi nargilesiyle... Hatta elinde pankart, ilan-ı aşk edenler bile vardı.
Hatta Karadeniz'de yapılacak bir elektrik santralini protesto eden bir grup da...
Maraton değildi zaten bu, piknik yeri mi desem, oyun alanı mı desem, keyif mekanı mı desem... Herkes için başka bir anlamı vardı. Bunun yanısıra birçok dernek, STK da yürüyüşteydi. Bunların arasında pembe “bonus” kafalarıyla meme kanseriyle ilgili bir dernekten gelenler pembe renk nedeniyle göze çarpıyordu. Bunun yanı sıra görebildiğim kadarıyla Bir Dilek Tut Derneği ve Demir Demirkan ve Furkan Kızılay (Çocuklar Duymasın dizisindeki nam-ı değer Havuç) da bu dernekle birlikteydi.
Hatta Karadeniz'de yapılacak bir elektrik santralini protesto eden bir grup da...
Bunun yanısıra fırsat bu fırsat diyerek köprüde bir iz bırakmaya çalışan yurdum insanı da...
Köprü sallandı, aman yıkılacak mı? Vesvesesini yaratan kalabalık da aşağı yukarı böyle gözüküyordu...
Köprü sallandı, aman yıkılacak mı? Vesvesesini yaratan kalabalık da aşağı yukarı böyle gözüküyordu...
Koşmak dışında herşeyin yapıldığı bir maraton daha böyle geçti. Seneye gider miyim? Dereceye girmeye niyetim yoksa hayır :) Ama herkese bir kerelik de olsa tavsiye derim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder