2 Ağustos 2007 Perşembe

life in mono


Şimşek ve gök gürültüsü birbirine karışınca aklıma hep tek bir şarkı gelir: Mono - Life in Mono. Charles Dickens'in Great Expectations romanının sinema filminin soundtrack'idir bu şarkı. Çoğu zaman da kendimi bu şarkıyı söylerken bulurum. Hatta kışın ara merdivenden üst kata çıkarken, hafif de karanlığın etkisiyle olacak bu şarkıyı sık sık söylediğimi hatırlıyorum.
Bunu buraya taşımamın sebebi dün akşam bu şarkıyı çok uzun zamandır söylemediğimi farketmem oldu. Nedenini herkes tahmin eder mutlaka.
Şiddetle yağan yağmur ve çakan şimşekle gece bembeyaz aydınlanırken ben ne mi yaptım? Bütün perdeleri ve camları açıp bir yandan şarkıyı dinleyebileceğim, bir yandan yağmuru duyabileceğim bir şekilde haftalardır bir kenara attığım pembe battaniyeme sarılıp uykuya daldım.
Şimdi arkamdaki pencerede güneş tekrar açarken uzunca bir süre daha dinleyemeyeceğim şarkımı tekrar mırıldanıyorum. Şarkı bitsin hemen ben de bira içmeye gidiyorum:)

The stranger sang a theme
From someone else's dream
The leaves began to fall and no one spoke at all
But I can't seem to recall
When you came along ingenue
Ingenue
I just don't know what to do

The tree-lined avenue
Begins to fade from view
Drowning past regrets in tea and cigarettes
But I can't seem to forget
When you came along ingenue

Hiç yorum yok: