20 Ağustos 2007 Pazartesi

Çat o kapı, çat bu kapı ardında...

Herkese merhaba,

Biraz can sıkıcı bir konu olacak ama yine de geçtiğimiz haftasonu yaşadığım olaydan sonra hem kendimi hem de sizleri bir kez daha uyarmak istedim... Akşamları ya da günün herhangi bir saatinde kendimizi düşünmeden ya da bilinçsizce ne kadar çok tehlikeye attığımızın farkında mıyız acaba? Önce kap-kaççılarla başlayan tedirginlik şimdi belki ekonomik uçurum, belki de uyuşturucuların daha yaygın olarak kullanılması/bulunabilmesi gibi durumlarla daha can alıcı bir duruma geldi diye düşünüyorum. Bunları öyle uzun boylu araştırmalara dayandırarak söylemiyorum tabii, sadece kişisel gözlemler... Ama kap-kaç ya da saldırı gibi olayların hep başkasının başına geldiğini okurken ve düşünürken, ilk defa benim de başıma gelebileceğini bir akşam (saat 19.00 gibi) iş çıkışında Cumhuriyet Caddesinde gözlerimle görüp yaşayarak anladım. Kaldırımda karşıdan gelirken gözünüze çok normal gibi gözüken bir gencin, kendisine ters yönden gelen ve kendi halinde arkadaşıyla yürüyen bir kızın çantasını kapmasıyla bir anda oldu. Küçük bir kovalamacanın ardından kızcağız elinde çantasından kalan son yadigar olarak tuttuğu çanta sapı ile tabii ki pes etti. Olayın ilk defa adeta kafama dank ettiği o anda, o kızın yerinde benim ya da başka herhangi birisinin olabileceğini anladım. Bu ve benzeri birtakım olaylarla, sürekli olarak da kendime dikkat ettiğimi düşünürdüm. Ta ki geçtiğimiz haftasonuna kadar... Geçen haftasonu ise, bu tip olayların aslında insanın bir saniyelik bir tereddüt ve yanlış karar vermesiyle ne kadar tehlikeli bir boyuta ulaşabileceğini şahsen-bizzat-kendim yaşadım...
Ve aklıma ilk gelen şey bunun için acaba internette bir kaynak var mı diye bakmak oldu. Ne yazık ki Türkçe olarak bir kaynağa ulaşamadım. Bir ara İTÜ-Kriminal Bölümü Müdiresi (ismini ve ünvanını tam olarak hatırlayamadım ne yazık ki) tarafından yapılan bazı uyarılar hala aklımda, ancak bunlar daha çok Amerika'daki araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler olduğu için bazıları bizim için pek uygun olmayabilir. Yine de aklımda kaldığı kadarıyla sizin de aklınızın bir kenarında bulunsun diye sizlerle de paylaşmak isterim:
- Eğer evde yalnız başına kalan bir bayansanız, asla telesekreterinize kendi sesinizle kayıt yapmayın (rastgele numaranızı çevirmiş birisi birden bire daimi sapığınız olabilir)

- Otoparklarda hırsızlık ve gasp için en iyi avların, arabasına elindeki paketlerle binmeye çalışan dağınık, telaşlı bayanların olduğu tespit edilmiş

- Evinize girmeden önce mutlaka anahtarlarınızı elinizde hazırlayın, çünkü yine en iyi avlar eli kolu dolu, kapının önünde dikilip çantasında anahtar arayan yalnız bayanlarmış.

- Artık hepimizin bildiği birşey belki ama arabada çantayı yan koltuğa değil de mümkünse dışarıdan görülemeyecek bir yere (mesela araçta tek kişiyseniz, sürücü koltuğu ile kapının arasına sıkıştırmak) saklamak.

- Çarşı pazarda durmadan cep telefonunu çantadan ya da cepten çıkartıp konuşarak hem telefonunuzun yerini belli etmemek, hem de hiç olmadık yerde dikkat çekmemek.

- Tüm paranızı ve kimliklerinizi çantada değil ayrıca cebinizde ya da başka küçük bir çantada üzerinizde taşımak

Bunlar da benden vecizeler:

- Tek başınıza günün hangi saatinde olursa olsun; bir tünel, koridor ya da benzeri karanlık ve tenha bir yerden geçecekseniz, mümkün olduğu kadar önünüzdeki arkanızdaki insanlara dikkat edin. Şüpheli davranışları (aniden yavaşlama, durma ve bekleme, başka birşeyle ilgileniyor gibi yaparak arkanıza geçme vb) olursa kendinizi korumak (şok aleti, göz yaşartıcı sprey veya kendini savunma hareketleri, vb.) için apartta bekleyin.

- En kısa zamanda bir savunma sanatı öğrenin (işte benim duruma bulduğum köklü çözüm, aikido öğreneceğim... ;))

Herkese sağlıklı, dikkatli ve saldırılara karşı uyanık günler diliyorum...

Hiç yorum yok: