2 Mayıs 2008 Cuma

1 Mayıs Nedeniyle Evde Çalışan Marjinal Ekibi'nden Kısa Kısa Rapor :)

Nazlı : 09.45'de arayarak ilk rapor verenler listesinin başında yer almış:p
Serpil : Efe'yi sabah okula apar topar bırakarak Seda Sayan'ın sabah programına yetişmek için acele ettiği görülmüş. Kadın programlarından vakit artırdıkça bilgisayarın başına geçip geyik mailleri attığı da gözden kaçmamış :D
Umut : IP adresinden de kontrol ettiğimize göre Umut'un sadece sabah saatlerinde internet'e bağlandığı, sonrasının ise meçhul olduğu saptanmış.
Osman Baba : Edindiğimiz bilgiye göre bilgisayarın kapağını bile açmadığı ve sürekli telefonda konuştuğu dedikodular arasında :))
Ayrıca son aldığımız duyuma göre ev alışverişi için evinin yakınındaki markette bir hayli vakit geçirdiği de görülmüş.
Burcu : Evde sere serpe bir o yana bir bu yana derken işi gücü unuttuğu, sıkıntıdan gelen pizzacıyla lak lak ettiği görülmüş.
Eray : Öğlen 16:00'ya kadar sessizliğini korumuş daha sonrasında ortaya çıkmıştır :)
Eda : İngiltere'ye götürdüğü bavulunu boşaltıp, bütün gün çamaşır yıkayıp astığı görülmüş.
Aslı : Caddebostan sahilinde yürüyüş yaparken Marjinal'in gizli ajanlarından birine yakalanan Aslı, rejim nedeniyle yürüyüş yaptığını söyliyerek olay yerinden hemen uzaklamış.
Senem : Ohhh yaşasın diyerek gün boyunca uyuyup uyuyup uyanan Senem'in, üzerindeki mahmurluğu bugün bile atamadığı yüzünden anlaşıyor :)
Feyza : 3 Haftalık mecburi izinin ardından biriken maillerinin arasında kaybolan Feyza'yı işe başladığından beri göremez olduk, hemen yakındaki kayıp ilan bürosuna resimini bırakarak aramaya koyulduk :)
Nevra : Nasıl olsa evdeyim diyen Nevra'nın bütün gün "saçlarımı nasıl yapsam?" diye düşünerek vakit geçirdiği ortaya çıktı. Bugün de saçları dalgalı olarak işe salına salına geldi. Pek de yakışmış.

Peki Ofis'e gelenler ne yaptı?
Ooooo neler yapmadık ki :)) Sabah'ın erken bir saatinde gelip bir güzel kahvaltımızı yaptık. Sonra da ön balkona ve camlara koşarak bütün gün orada oturduk ve olan biteni seyrettik. Hatta polisin attığı biber gazından bizler de nasibimizi alarak, bunu da tattık diyerek güldük.
Sonrasında kahveler içtik, dondurmalar, çikolatalar yedik.

Bir ara Nadya'nın ortadan kaybolduğunu fark ettik ve panikledik.
Balkondan aşağıdaki polislere seslendik ve Nadya'yı tarif ederek bize yardımcı olmaklarını rica ettik. Polis eliyle su sıkan panzerleri işaret etti, bir de ne görelim aaaaaaaaaaa Nadya tam panzerin önünde ve sırılsıklam.
Neyse bu gün de geçti :)

Dikkat! Yukarıda yazılan her şey şaka amaçlı yazılmıştır, gülüp geçmenizi rica ederiz. :)

Hiç yorum yok: