22 Ekim 2008 Çarşamba

Öğününüzle Tanışın!



Neredeyse hepimiz et yiyerek, deri giyerek, sirklere ve hayvanat bahçelerine giderek büyüdük.
Hiçbir zaman yaptıklarımızın doğruluğunu sorgulamadık; etkilerini ve sonucunda zarar gören canlıları hiç düşünmedik, hatta bunun yanlış olabilme ihtimali dahi aklımızın ucundan bile geçmedi.
Çünkü bize doğduğumuzdan beri öğretilen buydu. Atalarımızdan genlerimize aktarılmıştı. Böyle olmalıydı. Herşey insan içindi. İnsan herşeyin sahibiydi. Dağların, toprakların, ormanların, nehirlerin, denizlerin, hayvanların, doğanın, diğer insanların, dünyanın, hatta tüm evrenin... İnsandan başka hiçbir canlının ne yaşamaya ne de varolmaya hakkı vardı insan istemediği sürece. Kullan, tüket, at, yok et!
Size insan ırkının neden olduğu işkenceler ve yıkımlardan sadece bir bölümü sunmak istiyorum.
Görmezden gelmek acılarını dindirmeyecek...

Ne oldu? Daha fazla dayanamadınız mı?
Lütfen sonuna kadar izleyin ya da bu katliama ortak olmayın!
Sizce konuşabilselerdi bize neler söylerlerdi?
Lütfen bizi öldürmeyin, biz size ne yaptık?
Bizi buralara tıktınız, bize işkence yaptınız, acı çektirdiniz, hayatlarımızı çaldınız. Bizim tek istediğimiz yeşil çayırlarda oynamaktı..
Onlara yaşattığımız sonsuz acı ve katliamlar için geçerli bir sebep sunabilir miydik?
Çoğu zaman görmezden geliriz karşımıza çıktığında bize rahatsızlık verecek şeyleri. Sanki gözlerimizi kapattığımızda olmayacakmış gibi... Amaaan der geçiştiririz, her zaman bir bahane buluruz kendimize. Tadını sevmemiz ya da hoşumuza gitmesi yeterlidir... Sadece biz önemliyiz. Biz ve isteklerimiz. Sonuçları kimi etkilerse etkilesin...
Elinize bir bıçak alıp bir hayvanı öldürebilir misiniz? Öldürülmesine neden olmak da cinayete ortak olmak değil midir?
Eğer benim zevk alacağım birşeyde başka bir canlının kanlı gözyaşları hatta bizzat kendisi varsa ben bunu görmezden gelebilir miyim? Kan benim de ellerime bulaşmayacak mı?

Hayvanlar onları yememiz, giymemiz, deney yapmamız, eğlence sektöründe kullanmamız ya da herhangi başka bir sebep nedeniyle bizlere ait değiller!
Siz öyle olduklarını düşünüyorsanız, bu görüntülerden sonra bir kez daha düşünmenizi isterim.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Tabağınızdaki yemeğin nereden geldiğini hatırlamanız dileği ile...

PS: http://www.animalrights.se/wallsofglass/

Hiç yorum yok: