21 Eylül 2012 Cuma

Benim de Hoşuma Gitti :)



Gerçekten hoş bir benzetme. Paylaştığın için teşekkürler sevgili Nazlı. Yazmak ve caz müziği üretmek arasında yapılan bu karşılaştırmada gerçeğin payı büyük. Bence her ikisini de yapmak için bir derdin olmalı. Bir derdin olmalı ki, farklı bir sembol sisteminde onu ifade etme ihtiyacı isteyesin; bir tür sentez yapmaya esinlenesin. Cazın, Afrika ezgilerinin Kuzey Amerika sentezi ve Blues tonlarının Amerikan toplumuna iğreti eklenmiş siyahların kolektif bilincine işleyen acıların müziğe tercümesi olduğu yorumuyla yaklaşırsak, yazmak da benzer bir dışavurum ihtiyacının adres bulduğu bir eylem değil mi? Dolayısıyla öğretmek için her ikisinin de sıfır noktasını –belki de referans noktasını demeli— bulmak gerekir öncelikle. Oysa toplumsal olarak paylaşmak bir yana, bireysel olarak da herkesin ve her şeyin sıfır noktası görecelidir. Açıklanamaz bir mecburiyet hissederek ve kişisel bir keşif çabasıyla o noktayı kendimizde bulduğumuz yerdeki damlaların bir pınara dönüşmesi ve müzik, edebiyat, resim gibi bir kanala yatak olması ve beden-zihin-alet koordinasyonunun en güzel örneklerini vermesi? Öğretilmesi imkansız denecek kadar zor gerçekten.

1 yorum:

Nazlito dedi ki...

Adı gibi kendi gibi parlak ve güzel insan Aysun:) İyi ki varsın:):)