24 Ağustos 2012 Cuma

Çınarcık’ta tatlı bir kaçamak (!)


Hep tatil sitelerinde kültür turları için okumaya alışkın olduğumuz tur programlarının bir benzerin, bu kez Marjinalliler olarak yaşadığımız günlere uyarlayayım dedim. Hem de bu sefer gözümle gördüğüm bizzat gittiğim yeri yazıyorum, gerçekten! (Geçmişte turizm sektöründe çalışmış biri olarak bunlardan yüzlercesini, bahsedilen yeri daha önce hiç görmemiş olmama rağmen, itinayla kafadan atarak yazmışlığım vardır. Bu yazılar günlük gazetelerdeki yıldız falı gibidir, insanlar ne duymak isterse onu yazarsınız. Yoksa ben İspanya’da boğalar kovalarken ya da Bahamalar’da yüzerken yanımdan pembe bir balık geçtiğinde ne hissedeceğimi nerden bileyim!)

17 Ağustos 2012 Cuma Akşam saatlerinde işlerimizi toparladıktan ve evlerimizde çantalarımızı hazırladıktan sonra Başar, Emre, Somer, ben ve benim pek yakın dostum Kemal ile buluşma. Başar Çankaya kontrolündeki minnak arabamıza sığışma, Kemal’in oltasını da yanımıza sığıştırma. Feribota binmek umuduyla gece yarısı Bostancı’dan hareket.

18 Ağustos 2012 Cumartesi – İlk saatler
Günün ilk saatlerinde (sabaha karşı filan değil, baya baya 01:000 – 02:00 civarında, zifir karanlıkta) feribot iskelesine varamayış. Emre’nin horlaması. Trafikten ötürü feribota giden kilometrelerce uzamış kuyruğa umutsuzca bakış. Emre’nin horlaması. Somer’in “ben size demiştim bu saatte çıkmayalım, dolan abi körfezi ben yolu biliyorum” çenesine katlanış. Somer’e Tekel arayış ve bulamayış. (çenesi başta türlü durmayacaktı!) Emre’nin horlaması. Müziği sonuna kadar açış ve benim mp3 playerımdaki ayarsız play listte ne çalarsa, ona muhtaç körfez trafiğine dalış. (En son yanımızdaki jeepten bize garip garip bakan birisini hatırlıyorum, camlar açık, elimizde soğuk kahveler, Ceza eşliğinde kafa sallayan 5 kişi...) Başar harici herkesin uykuya dalışı. Emre’nin horlaması.

18 Ağustos 2012 Cumartesi – Günün ilk ışıkları
Günün ilk ışıklarıyla Çınarcık’a varış. En son anne eli değmiş şahane yazlık daireye yerleşme. İlk bulunan yatay düzleme uzanma ve uyku molası. Öğlen saatlerinde uyanış ve bir plaja kahvaltıya gidiş. “Sınırsız çay 10 TL” yalanına aldanış. Turumuzun bu kısmında Çınarcık esnafının çakallığına yakından bakış. Kahvaltı tabağı masadan kalktıktan sonra söylenen her çay için ekstra hesabı ödeyiş, mekandan bir daha gitmemek üzere uzama. Kahvaltı esnasında Başar Çankaya’nın halkı selamlaması, vaktiyle kendisine özel tahsis edilen garson arkadaşlara imza dağıtışı.

18 Ağustos 2012 Cumartesi – Öğlen & akşam saatleri
Çınarcık’ın en bi havalı mekanı CEMOS Beach’te Somer arkadaşımızın bize ayarlamış olduğu, papatya çiçeği gibi birbirine bakar vaziyette dizilmiş 5’li şezlonglarda güneşlenme molası, alkol eşliğinde sohbet ve kafa dinleyiş. Duş ve yemek amaçlı eve dönüş, buzluktan bulunan tavuklarla efsane lezzetlere yolculuğumuzun ardından sahilde bira içme amaçlı evden ayrılış.

19 Ağustos 2012 Pazar
Öğlen saatlerinde Kemal’in mis kokulu kahvaltısı ile uyanış. Piyasanın dibi CEMOS Beach’teki aynı yere transfer ve şezlonglara kuruluş. Başar’ın sevdiceğini karşılamak amaçlı gruptan ayrılışı, kurt kapmadan Sema’nın kapması sonucu 2’si 1 arada formatıyla aramıza dönüşü. Sema ve Başar çiftinin United Colors of Benetton reklamını canlandırması (eller yan yana biri beyaz biri siyah) Grubun erkeklerinin “muza binicez” hevesi eşliğinde su sporlarına adanmış saatler. “Marmara denizi bitmiş hacı” nidalarıyla şezlonglara geri dönüş. Deniz analarıyla kısa sohbetimizin ardından duş ve süslenme amaçlı eve varış. Mis gibi kasap köfteleriyle zevkin doruklarına çıkış. En son da parfüm kokuları eşliğinde evden çıkış ve CEMOS beach partide canlı müzikle alkol komasına giriş.

20 Ağustos 2012 Pazartesi
Öğlen saatlerinde ayılma. Yine bir Kemal Uğurel klasiği olan kahvaltı ziyafetine bir kişi eksik başlayış. (Koyu CimBomlu Emre arkadaşımızı İstanbul’a maça uğurlarken sabahın ilk ışıklarıyla nasıl yaptığını hala bilmediğim kumru ziyafeti için Kemal’e buradan kocaman bir alkış) Marmara koli basilisinden uzakta, hijyenik Atlantis havuzuna akış, havuz başında döne döne uyuma, güneşten yanınca su balesi taklidi yapmak üzere havuza atlama molası. Akşam saatlerinde pişi ziyafeti için benDeniz’in mutfakta boy göstermesi ve bir kez daha Emine Beder’e meydan okuma. Toparlanma ve bu kaçamakta bizim her türlü dırdırımızı çeken eve teşekkür seansının ardından, Somer ve Alp ile buluşma, Çınarcık’ın en cool (!) cafesinde kahve molası. Gece yarısı yola koyuluş, neyse ki (aklımızı seveyim) bayram dönüş trafiğine yakalanmadan mis gibi evlerimize dönüş.

Değerli katılımcılarımızdan evini bizlere açan ve yolculuk boyunca direksiyon sallayan Başar Çankaya’ya özel teşekkürlerimizin ardından grupla vedalaşma ve sıcak yataklarımızda uykuya dalma...

Hiç yorum yok: